İbn –i Maseveyh ‘Mehadir’ adlı eserinde der ki;
Bir kimse kırk gün soğan yer de yüzünde çillik meydana gelirse kendinden başka kimseyi suçlamasın.
Bir kimse kan verir, arkasından tuzlu yer de yüzünde beyaz noktacıklar oluşur ya da uyuza yakalanırsa bundan dolayı kendisinden başka hiç kimseyi suçlamasın.
Tok karnına banyoya giren kimse, eğer felç olursa kendisinden başka kimseye öfkelenmesin.
Bir kimse midesinde sütle balığı beraber bulundururda cüzam alaca veya nigris’e yakalanırsa kendisinden başka kimseyi suçlamasın.
Bir kimse midesinde yumurtayla balığı yan yana getirir de kendisine felç ya da yüz felci isabet ederse kendisinden başka kimseye kızmasın.
Haşlanmış yumurtayı soğuk olarak tıka basa yiyen kimse,nefes darlığına yakalanırsa kendisinden başka şikayetçi olmasın.
Midesinde süt ve nebiz’i bir arada bulunduran kimseye alaca veya nergis isabet ederse kendisinden başkasını suçlamasın.
Gece aynaya bakan kimse yüz felci geçirir ya da bir derde yakalanırsa yine kendisinden başkasını suçlamasın.
İbn-i Buhteyeşu ‘ der ki :
Yumurta ve balığı birlikte yemekten kaçının, zira bunlar kalın barsak iltihabına, basur memelerinin oluşmasına ve diş ağrılarına yol açarlar. Sürekli yumurta yemek de yüzde beyaz lekelerin oluşmasına yol açar.
Yemeği çok tuzlu yemek, tuzlu balık yemek ve banyodan son sonra kan aldırmak, beyaz noktacıkların oluşmasına ve uyuza yol açar.
Taze balık yedikten sonra soğuk suyla banyo yapmak felç hastalığı doğurur.
Sürekli koyun böbreği yemek idrar torbasını zedeler.
Adet günlerinde hanımla ilişkide bulunmak cüzam hastalığına yol açar.
Hipokrat’ın anlamlı sözlerinden biri de:
-‘’Her şeyin çoğu, bünye için bir gerilemedir’’ sözüdür.
Galenos da; Nasıl olup da hastalanmadığı sorulduğu zaman şunları söylemişti:
-‘’iki bayağı yemeği bir arada yemdim, yediğim bir yemeğin üzerine ikincisi bir yemek yemedim ve rahatsız olduğum bir yemeği midemde tutmadım.’’
Dört şey vücudu hastalandırır: Çok konuşmak, çok uyumak, çok yemek ve çok cinsi münasebette bulunmak.
Çok konuşmak; beynin gücünü azaltır, beyni zayıflatır ve insanı erken ihtiyarlatır.
Çok uyumak; yüzü sarartır, kalbi köreltir, gözü yuvasından fırlatır, dünya ve ahret işlerine karşı tembelleştirir ve vücutta fazla nemlerin oluşmasına yol açar.
Çok yemek; midenin girişini ifsat eder, vücudu zayıflatır, yoğun gazları ve iyileşmesi güç olan dertleri doğurur.
Çok cinsi münasebet; vücudu diğerlerinden daha fazla zayıflatır ve ruhun cevherinden çok şey alıp götürür.
Sağlıklı iken yapılan aşırı perhiz, hastalık sırasında perhizi bozmak gibidir. Normal ölçülerde yapılan perhiz ise faydalıdır.
Galenos arkadaşlarına şöyle der:
-‘’Üç şeyi yapmaktan kaçınır, dört şeyi de ihmal etmezseniz bir doktora ihtiyacınız olmaz. Tozdan, dumandan ve iğrenç kokulardan kaçınınız. İç yağını, güzel kokuyu, tatlıyı ve hamama gitmeyi ihmal etmeyiniz. Doyduktan sonra yemeyiniz, Horosan teresi ve fesleğenle diş kurcalamayınız, akşam badem yemeyiniz. Nezlesi olan kimse arka üstü uyumasın. Kan veren kimse hızlı yürümesin, zira bu yürüyüş ölüm tehlikesi olabilir. Tohumlu ve bayat patlıcana yaklaşmayınız. Kış mevsimi her gün bir bardak sıcak su için kimse hastalıklardan emin olur. Hamamda vücudunu nar kabuklarıyla ovan kimse, uyuz ve kaşıntıya karşı emin olur. Bir kimse karpuz çekirdeğini şekerle birlikte yerse, karpuz çekirdeği midesinden taşları temizler ve idrar yaparken duyduğu yanmayı giderir.
Muhammed Uğur POYRAZ
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM