Bildiğimiz üzere genetiği değiştirilmiş ürünler hakkında tartışmalar bize kesin bir sonuç vermemektedir. GDO'yu destekleyen bilim adamlarına karşı desteklemeyen bilim adamları da var. Genetiği değiştirme uzun yıllardır araştırılmasına karşın yüzde yüz zararsız hale getirilemeden piyasaya sürülmüştür. Canlılarda genetiği değiştirme işleminin yararlı ya da zararlı olduğunu bize zaman gösterecektir.
Günümüzde laboratuar ortamında tohumlardaki genetik şifreyi değiştirme işleminin, meyve ve sebzelerde aromanın, verimin, dayanıklılığın, kalitenin artırılmasında, zararlı organizmalara direnç gelişiminin artırılmasında, raf ömrünün uzatılmasında, olgunlaşmanın geciktirilmesinde kullanılabileceği düşünülür. Yenilebilir ilaç ve aşı üretiminde, insan hastalıklarının tedavisinde ve çevresel olarak birçok faydaları olacağı görüşü mevcuttur. Ayrıca topraktan vitamin ve mineral emme kapasitesi arttırılan besinler sayesinde bazı kanserler, kalp hastalığı, hepatit, hemofili, kuduz, dizanteri, kolera, ishal ve diğer kronik hastalıkların önlenmesi sağlanabilir. Diyabet hastalarının kullandığı insülin vb proteinleri üretmek için GDO kullanılabilir.
Yalnız GDO'lu ürünlere uygulama alanına bakıldığında istenmeyen etkilerinin ciddi problemlere yol açtığını gördük. 2004 ve 2005 yılları arsında, Hindistan'ın Madya Pradeş bölgesinde GDO'lu pamuğa maruz kalan yüzlerce tarım işçisi ve pamuk üreticisi, pamuk işleyicileri ciddi alerjik rahatsızlıklar yaşadı. Vaka incelemesi ve sonuçları Science and Society isimli dergide 2006 yılında yayımlandı. Yine Hindistan'da Andra Pradeş şehrindeki Warangal bölgesinde, dört ayrı köyde GDO'lu pamuk hasat artıklarını yiyen binlerce koyun öldü. Akciğerde iltihap; 2005 yılında, Canberra, Avustralya’daki Commonwealth Scientific and Industrial Research Organization‘daki bilim adamları, normalde zararsız bir protein içeren bir transgenik fasulyeyi farelerde test ettiler. GDO’lu fasulye, farelerin akciğerlerinde iltihaplanmaya neden olmuş ve fasulyenin içine dahil edilen yabancı proteinin, diğer besinlerdeki proteinlere karşı da hassasiyeti kışkırttığı ortaya çıktı. Deney sonuçları 2005 ve 2006’da iki ayrı bilimsel dergide yayımlandı. 2003 yılında, Filipinlerin güneyindeki köylüler, Monsanto'nun GDO’lu ve hibrit mısırları çiçeklenmesiyle, gizemli hastalıklara yakalandılar. Köylülerin kanlarında bu ürüne karşı koyan antikorlar tespit edildi. Nedeni belirsiz en az beş ölüm vakası yaşandı. Bazılarının hastalıkları hâlen devam etmektedir. Vaka incelemesi ve sonuçları Science and Society isimli dergide 2006’da yayımlandı. 2004 yılında Monsanto'nun gizli araştırma dosyası, GDO’lu mısırlarla beslenen sıçanlarda ciddi böbrek ve kan anormallikleri olduğunu gösterdi ve www.gmwatch.org adresinde yayımlandı. 2001 ve 2002 yılları arasında, Almanya’nın Hesse bölgesinde GDO’lu mısır yedirilen bir düzine inek öldü. Vaka incelemesi ve sonuçları Science and Society isimli dergide 2004'te yayımlandı. GDO'nun daha bir çok kanıtlanmış zararları bulunmaktadır. Antibiyotiğe karşı duyarsızlaşma yapabilir. Biyolojik çeşitliliği azaltabilir ve bunun yanında yeni yabani türler ortaya çıkabilir. Buda ekosistemin dengesinin bozulması gibi geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir.
Antalya tarım ve Alman Fleurnova firmalarının ortak yatırımıyla genetiğinde değişiklik yapılan nane, limon ve kekik bitkileri daha sonra birbirine aşılandı. Böylece limonlu nane ve limonlu kekik bitkileri üretildi. Bitkilerden elde edilen tohumlarla çoğaltılan yeni bitkiler, 2004 yılında piyasaya sunuldu. Nane limon ya da kekikten farklı yaprağa sahip yeni bitkilerin tat ve kokularının ise aynı olduğunu bildiren Hilal Akkuş, ''Nane ve limon ile kekik ve limon tek bitkide yer alıyor. Naneyi, limonu ya da kekiği kullandığınız alanlarda bu bitkileri kullanabilirsiniz. Karışım bitkilerini yemeklerinize koyabileceğiniz gibi bitki çayı olarak da içilebilir. Bitkileri kokladığınızda ya da yediğinizde aynı lezzeti alacaksınız'' dedi.
Dr. Halim Aydın'ın ''Sağlıklı Dünya İçin Önce Sağlıklı Tohum'' adlı kitabında '' Tohumla oynanırken son derece dikkatli olunmalıdır. Gelişmeler hassasiyetle takip edilmelidir. Aksi takdirde sonucun nereye varacağını kimsenin tahmin edemeyeceği gibi, birkaç nesil sonra, belki daha da erken, yapay mutasyonlarla, ekosistemler geri dönüşümü olmayan değişmelere uğratıldığında, sorunlar bir bomba gibi patladığında 'Ne yazık ki artık her şey çok geç' denilecektir.'' dediği gibi GDO'yu kullanma hakkında çok ama çok dikkatli olunmalıdır.
Muhammed Erkam SANCAKLI/ İVEK Özel
KAYNAKLAR:
1) Microbial Ecology in Health and Disease journal
2) 'Sağlıklı Dünya İçin Önce Sağlıklı Tohum- Dr. Halim AYDIN
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM