Kök Hücrenin Tarihi
Tarihte ilk olarak kemik iliğinden ameliyatla alınan kök hücreler lösemi tedavisinde kullanılmıştır. Bu yöntem hala uygulanmakta ve özel cerrahi koşullar altında ameliyathanede yapılmaktadır. İlerleyen yıllarda vücutta dolaşan kandaki kök hücrelerin kullanılabileceği anlaşılmıştır. Bunun için önce hastaya hormon verilerek kemik iliğindeki kök hücrelerin hızla çoğalıp kana geçmesi sağlanır. Daha sonra filtre (aferez) yardımıyla kandan toplanır ve kalan kan vücuda geri verilir. Bu yöntem de hala uygulanmaktadır. Fakat bu yolla elde edilen kök hücre sayısı diğer yöntemlere göre daha azdır.
Son olarak, 80′li yılların başında, yeni doğan bebeklerin kordon kanında da kök hücrelerin bol miktarda bulunduğu ve bu hücrelerin tedavide kullanılabileceği fikri ortaya atılmıştır. Elde edilen kordon kanı belirli koşullar altında toplanıp dondurularak saklanabilmekte, daha sonra gerek duyulduğunda çözülerek kullanılmaktadır. İlk olarak Dr. David Harris, 1992 yılında oğlunun kordon kanını kendi laboratuarında dondurarak sakladı. Daha sonra bu uygulamanın halka açması ile 1994 yılında dünyadaki ilk Kordon Kanı Bankası Amerika Birleşik Devletleri’nde kuruldu. Takip eden yıllar içinde dünya üzerinde birçok kordon kanı bankası kuruldu ve binlerce bebeğin kordon kanı bu bankalarda koruma altına alındı. Bahsi geçen yöntem kök hücre sağlama ve depolama açısından en kolay ve ucuz yöntemdir
Kök Hücre Tedavisi
Kök Hücre tedavisinin en önemli özelliklerinden biri de, bağışıklık sistemine destek olup immünoterapi ile vücudun tümör ile savaşmasına yardımcı olmasıdır.
Kök hücre tedavisi günümüzde klinik olarak birçok farklı alanda kullanılmaktadır.
Teknik olarak kişinin kendi kemik iliği veya adipoz (yağ) dokusundan örnek alınarak üretilebilen kök hücreler yaklaşık 2 aylık bir işlemden geçirildikten sonra tekrar hastaya enjekte edilmektedir. Bazı gerekli durumlarda kişinin kendi dokusu yerine aileden veya doku uyumu sağlanan kişilerden de örnek alınıp tedavi gerçekleştirilebilir.
Kök hücrede hedef her zaman tedavi amaçlıdır. Hastalığın erken evresinde kök hücre tedavisi almak tedavide başarı oranını yükseltir.
Kök hücre tedavisinin diğer tedavilere göre (kemoterapi ve radyoterapi) en büyük avantajı, kişinin kendi hücreleri ile tedavi edilmesi nedeniyle herhangi bir yan etkiyle karşılaşılmamasıdır.
Kanser tedavisi
Yüksek dozajlı kemoterapide kanser hücrelerinin yanı sıra kemik iliğindeki kök hücreler de imha edilmektedir. Vücut böylelikle yeni kan hücresi ve bağışıklık sistemi hücresi oluşturma özelliğini kaybetmektedir. Vücuda yeni kök hücresi nakletmek gerekmektedir.
Şimdiye kadar bu tür nakillerin çoğunda kök hücreler, kemik iliğinden kazanılmaktaydı. Bu tedavi yönetiminde de kordon kanı her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Günümüzde dahi Çin ve Japonya’da kemik iliğindeki kök hücrelerin yerine daha çok kordon kanındaki kök hücrelerini kullanma eğilimi vardır.
Birçok hastalık üzerinde ise çalışmalar devam etmektedir. Çalışmaların yakın zamanda sonuçlanacağı bazı hastalıklar:
- İnme (Felç)
- Bazı otoimmün hastalıklar (diyabet, lupus, multipl skleroz)
- Kalp hastalıları
- Musküler distrofi
- Neurolojik bozukluklar (ALS, Parkinson)
- Kemik/kıkırdak hastalıkları
Halenur ÖZTÜRK
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM