İlaçta tasarruf, sağlığımızdan tasarruf demektir'' ifadesini kullandı.
Türk Eczacıları Birliği'nden yapılan yazılı açıklamada, sağlık ve ilaç harcamalarının son yıllarda Türkiye'de ana gündem maddelerinden biri haline geldiği belirtilirken, ülkede artan sağlık harcamalarını kontrol altına almak gerekçesiyle giderek daha sert tasarruf tedbirlerine başvurulduğu belirtildi.
Tasarruf tedbirleri adına ilk akla gelenin ilaç harcamaları olduğu vurgulanan açıklamada, "Bütün kamu kurumlarının sağlık harcamaları içinde, ayakta ve yatarak sunulan tedavi hizmetleri dahil olmak üzere tedavi giderlerinin payı en yüksektir. Oysa sağlık harcamaları analiz edildiğinde Türkiye’de Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başlangıcından bu yana yıllar içerisinde tedavi harcamalarının sürekli artmış ve son 4 yılda dikkat çekici şekilde ilaç harcamalarındaki artışın önüne geçmiştir" ifadesine yer verildi.
2012’de tedavi harcamalarının 29 milyar 206 milyon lira, ilaç harcamasının 14 milyar 300 milyon lira olduğu, 2013'te toplam sağlık harcaması içine ilaç harcamasının payının yüzde 31, tedavi harcamalarının ise yüzde 67 gerçekleştiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"2013’te 49 milyar 806 milyon TL sağlık harcamasının 33 milyar 531 milyon lirası tedavi harcamaları iken, 15 milyar 570 milyon lirası ilaç harcamalarıdır. Diğer yandan Türkiye’nin OECD ülkeleri içinde kişi başına sağlık ve ilaç harcamaları tutarı açısından hala son sıralarda yer alan ülkelerden birisi olduğu gözlerden kaçmamalıdır. GSYİH içindeki payına bakıldığında Türkiye’de oran yüzde 5,4’dür. OECD ortalaması ise yüzde 9,2’dir. OECD ülkelerinde kişi başına sağlık harcaması ortalama 3 bin 324 dolar iken, Türkiye’de 981 dolardır. Türkiye’de kişi başına ilaç harcaması 105 dolar civarındayken, OECD ortalaması ise 497 dolardır. Bu bakımdan da Türkiye OECD ortalamasının bir hayli altındadır. Cepten sağlık harcamaları ise TÜİK verilerine göre 87 dolardır. Sağlık ve ilaç harcamalarının OECD ortalamasının altında olmasına karşın kişi başına hekime müracaat sayısı OECD ortalaması olan 6,6 oranının üstünde; 8,2’dir.''
EN UCUZ İLAÇ TÜRKİYE'DE
Söz konusu rakamlar değerlendirildiğinde, Türkiye’de hekime ulaşım sıklığının artarak OECD ortalamasının üzerine çıktığı belirtilen açıklamada, ancak hastaların halen birinci basamağı etkin kullanmadığı, ikinci ve üçüncü basamak kuruluşlara gitmeyi tercih ettiği, bunun da tedavi maliyetlerini artırdığı ifade edildi.
Açıklamada, '' Sağlığa ayrılan payın görece düşük olduğu bir ülke olan Türkiye’de ilaca ayrılan payı bunun belirli bir yüzdesini geçmeyecek şekilde ayarlamaya çalışınca ilaç fiyatları sürekli baskılanmakta, Türkiye şu anda Avrupa ülkelerinin en ucuz ilacını bulundurmaktadır'' ifadesi kullanıldı.
İlaç harcamalarının kamu kurumları üzerindeki baskısını azaltmak için cepten harcamaların sürekli artırıldığı öne sürülen açıklamada, 'Bu rakamın ilaca erişimde eşitlik ilkesini bozacak şekilde büyümesinden, toplum sağlığının bozulmasından endişe etmemiz gerekir'' görüşü savunuldu.
İLAÇ POLİTİKALARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Sağlık harcamalarındaki azalmaya rağmen hizmete erişimin kolaylaşmış olmasının, sağlık hizmetlerinde memnuniyet artışı sağladığı vurgulanan açıklamada, ülke nüfusunun yaşlanması, kronik hastalıkların artması, sağlık kuruluşlarına ve hekime ulaşımın kolaylaşmasının, kişi başına ilaç harcamalarının kendiliğinden yükselmesi sonucunu doğurduğu belirtildi.
Sağlığa ayrılan kaynakların ne kadarının sağlık hakkını gerçekleştirecek biçimde topluma döndüğünün, söz konusu kaynakların temini ve kullanılmasında eşit davranılıp davranılmadığının önemine işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''İlaçta tasarruf sağlığımızdan tasarruf demektir. İlaç maliyetlerini sürekli biçimde kontrol atında tutma amacına odaklanmak hem sağlık harcamaların öncelikli sağlık harcamalarını bir sosyal hak olarak yaygınlaştırmak iddiasıyla çelişir hem de sosyal devlet olmanın zorunlu koşulu olan sağlık hakkına erişimin içeriğinin zamanla boşalmasına sebep olur. Sağlık ve sosyal güvenlik bütçesindeki açıkları kapatmak amacıyla uygulamaya konulan, ilaç fiyatlarını baskılamaya yönelik düzenlemeler, paydaşların katılımı olmadan alınan kararlar ilaç ve eczacılık alanını olumsuz etkilemektedir. Sağlık hizmetlerinde ve ilaç temininde yaşanan problemler toplum sağlığını doğrudan doğruya tehlikeye atmaktadır. İlaca ayrılan bütçenin azalması ilacın üretimi ve ithali noktasında sorunlar doğurmakta; ilacın bulunabilirliği ve alınabilirliği giderek zorlaşmakta hatta ilaç kıtlığı olgusu ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu durum hastaların ilaca erişememesi anlamına gelmektedir. Yaşamsal önemdeki kanser, böbrek, kalp hastaları bakımından ilaca erişememe durumu geri dönülmez sonuçlar yaratacaktır.''
Hem sağlık risklerinin ortadan kaldırılması korunması hem de sürdürülebilir bir ilaç ve eczacılık hizmeti için ilaç politikalarının gözden geçirilmesi, ilaç harcamalarına ayrılan kalemin toplumsal faydayı artıracak ve eşitliği sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması istenen açıklamada, sağlığın sadece mali-teknik olarak değerlendirilecek bir alan olmadığı, sağlık politikalarının yalnızca tasarruf tedbirleri çerçevesinde yapılandırılamayacağı görüşü savunuldu.
ntvmsnbc
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM