‘Genel Sağlık Sigortasız kimse kalmasın’ diye başlatılan uygulama tam bir karmaşaya döndü.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2012 yılına 75 milyonu ilgilendiren bir uygulama ile başlamış ve bunu da 'Herkes Genel Sağlık Sigortası Olacak' sloganı ile ilan etmişti. 5510 sayılı Kanun'un 60'ıncı maddesi uyarınca hiç bir sosyal güvencesi bulunmayan kişilerin zorunlu olarak Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında olacağı belirtilmiş ve hiç kimsenin, "GSS'li olmak istemiyorum" deme hakkının bulunmadığı vurgulanmıştı. Bu kanun tam 23 aydır uygulamada.
Test yaptırmayan yandı
Kanun gereği, sosyal güvencesi olmayan, bakmakla yükümlü olan bir aile bireyi de bulunmayanların gelir testi yaptırması gerekiyordu. Pek çok kişi bu gelir testini yaptırmadı. En ihmalkar kesim de gençler oldu. Oysa kanun maddesi 18 yaşını doldurmuş ancak okumayan tüm erkek çocuklarının gelir testi sonucuna göre belli bir kademeden sağlık sigortası primi yatırmasını öngörüyordu.
Okumayan gençlerin yanısıra, okuyan ancak okuduğunu beyan etmeyen binlerce genç de SGK'nın hışmına uğradı. Şimdi binlerce kişiye mektup gidiyor, borçlu oldukları belirtiliyor. Yasadan bile haberi olmayan gençler ve velileri de doğal olarak, "Bu da nereden çıktı" diyor. Zira SGK'nın çıkardığı fatura yaklaşık 2 bin 200 TL civarında. Sadece gençler de değil, sigortalılığı biten yani işten çıkarılıp yeni bir işe girmeyenlere, hatta eski milletvekillerine bile benzer yazılar gitti. Geçmiş dönem milletvekili ve bakanlarımızdan İmren Aykut'a bile yazı gittiğini biliyoruz. Böyle yazı giden yaklaşık 550 bin kişi olduğu tahmin ediliyor.
Ancak bu yazıyı alanların büyük bölümü kanunun tarif ettiği anlamda borçlu değil. Örneğin gelir testi yaptırmayan ancak bir üniversitede okuduğunu beyan edenlerin tüm prim borcu, yapacakları başvuru ile ortadan kaldırılacak. Fakat dediğim gibi tam bir kaos yaşanıyor. SGK'nın çıkardığı fatura 4 milyar TL'nin üzerinde. Ancak ayıklamalar yapıldıktan sonra bu faturanın yüzde 1'e kadar yani 40 milyon TL'ye kadar inmesi de muhtemel. Bakalım bu kaos nasıl önlenecek?
Nereden çıktı bu borç?
Bilindiği üzere; çocuklar 18 yaşına kadar anne ve babasının üzerinden sağlıktan yararlanır. Ancak 18 yaşın üzerinde ise, lise eğitimini sürmeleri halinde 20 yaşına kadar, üniversite öğrencisi olmaları durumunda 25 yaşına kadar anne veya babasının sağlık güvencesinden yararlanmaya devam eder. Bu durum kız çocuklarında biraz farklı. Kız çocuk 1.10.2008 öncesi bakmakla yükümlü olunan kişi ise GSS'li anne veya babasının üzerinden bekar ve işsiz olması halinde ömür boyu sağlık yardımından yararlanır. Malul çocuklar da anne ve babasının üzerinden ömür boyu sağlık yardımından yararlanır.
5510 sayılı kanun gereği, 18 yaşını geçip ancak üniversiteyi kazanamayan erkek çocuklarının ikamet ettikleri il veya ilçe sınırları içindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nda gelir tespiti yaptırmaları gerekmekteydi.
Gelir tespiti sonucu aile içindeki kişi başına gelir 313.50 TL'nin altında çıkarsa prim ödemeden GSS'li olunabiliyordu. Ancak üstünde çıkarsa gelir durumunun miktarına göre 37.62 TL, 112.86 TL ve 225.72 TL prim ödenmesi öngörülmüştü. 1 ay içinde gelir testi yaptırılmazsa, gelir testine gitmeyen vatandaşın geliri 1.881 (iki asgari ücret ve üstü) lira kabul ediliyor ve aylık 225,72TL lira borç yazılıyordu. Pek çok aileye giden yazıda belirtilen borç miktarı işte bu maddeden kaynaklanıyor. Neticede her vatandaşı sağlık güvencesine kavuşturuyor gibi görünen bu yasa, bir anda binlerce kişinin kabusu olmuş durumda.
VATAN