İslam çağının en taninmiş cerrahlarından biri olmuştur.
Avrupalılar tarafından genellikle Abulcasis ve Albucasis olarak ün kazanan Zehravî, Endülüs Emevilerinin bir kültür merkezi olan Kurtuba’da eğitim ve öğrenimini görmüş, burada kurulan okulda birçok ünlü bilim adamıyla birlikte tıp ilmini, o dönemin büyük ustalarından olan İbn-i Cülcül, Ebu Bekir er-Razî, İbnü’l-Cezzar el-Kayrevanî gibi ilim adamlarından almıştır. Bu eğitim ve öğretim ile hem teorik, hem de pratik anlamda kendisini çok iyi yetiştirdiği gibi, yanında da değerli birçok ilim adamı yetişmiştir. Ayrıca tıp ilminin yanında fizik, matematik ve astronomiyle de ilgilenmiş, kendini geliştirmiş ve hattâ ilim meclislerinde bu ilimlerle ilgili münazaralara katılmıştır. Yaptığı çalışmalarla modern cerrahinin öncülüğünü yapan ez-Zehravî, tıp ilminde hem teorik, hem de pratik olarak uzmanlaşınca, kendisini çok genç yaşta saray doktoru olarak Emevî sarayında bulmuştur. Önce Halife Üçüncü Abdurrahman, sonra da Halife İkinci el-Hakem dönemlerinde sarayın özel doktorluğunu yapmıştır. Bu iki halife de ilme verdikleri destek ve himaye ile ez-Zehravî’nin zirveye çıkmasında çok önemli rol oynamıştır. Bütün hayatını tıbbî ilimlere ve eczacılık sahasındaki çalışmalara veren ez-Zehravî, 10. asrın en ünlü cerrahlarından olmuştur.
Esasında ez-Zehravî’ yi günümüze kadar taşıyan şey, tıp ilminin farklı yönlerini içine alan ve 30 makale, 200 şekil ve yaklaşık 1.500 sayfadan oluşan iki ciltlik Kitabu’t-Tasrif Limen Aceze Ani’t-Te’lif adlı tıp ansiklopedisi mahiyetindeki eseridir. El-Tasrif’in eksiksiz bir tercümesi veya tamamının ilmi nesri henüz yapılmamıştır. Sabuncuzâde Şerafettin, el-Tasrif’in otuzuncu bölümünü 870 (1465) yılında Fatih Sultan Mehmed’e sunulmak üzere Cerahiyye-i Ilhaniyye adıyla Türkce’ye çevirmiştir.
Gerçek bir tip ansiklopedisi olan niteliğini taşıyan kitap elli yıllık bir birikim ve tecrübenin bir ürünüdür ve yazılışı 390(1000) yılı dolaylarında sona ermiştir. Otuz bölümden oluşan eserin girişi niteliğindeki iki bölümünde geleneksel tip teorisinin dayandığı ilkeler hakkında toplu bilgi verilir. İkinci bölüm genel patolojiye ayrılmış olup 325 hastalığın teşhis ve tedavisiyle ilgilidir.
|
ez-Zehrâvî’nin”et-Tasrif Limen Aceze Ani’t-Te’lif” adlı eserinin Latince çevirisinden bir sahife |
Zehravî’nin yazmak için tam elli yılını verdiği eseri uzun yıllar gerek İslâm dünyasında, gerekse Orta Çağ Batı dünyasında cerrahî alanında hep başeser olarak kalmıştır. Özellikle cerrahî alanında ilk kitap olan bu büyük ansiklopedik eser, çok önemli bir kaynaktır ve hem Doğu’da, hem de Batı’da klâsik eserler arasına girerek yaklaşık 300 yıl, Avrupa’da tıp müfredatının bir parçası olmuştur. Zehravî, bu eserinde tıbbî etikle yoğrulmuş bir tıp modeli sunmuş ve tıbbî uygulamaları simyadan, felsefeden ve ilâhiyattan da ayırmıştır.
Uzmanlık alanları ve icat ettiği âletler
İslâm dünyasının en büyük cerrahı ve anatomisti olan ez-Zehravî, uzmanlık alanlarını ve cerrahide kullandığı 200 kadar âleti, yazdığı eserinde resimlerini de çizerek teferruatlı olarak anlatmıştır. Böyle bir üslûp o güne kadar hiç kullanılmamıştır. Zengin muhtevası ve yeni üslûbundan dolayı yazdığı bu eser, asırlar boyu tıp ilmi ile uğraşan doktor ve cerrahların bir başvuru kaynağı olmuştur.
A- Dahiliye ve genel cerrahîdeki yenilikleri
Modern cerrahinin öncüsü olan ez-Zehravî, cerrahideki ilk ve orijinal büyük buluşları gerçekleştirmiş, böylece cerrahlığı müstakil bir ilim hâline getirmiştir ve böylelikle Müslüman cerrahların da öncüsü sayılmıştır. Dahiliye ve genel cerrahide yaptığı yeniliklere bir göz atılırsa;
1- Tıp dünyasında çok dikkat çekici bir hastalık olan hemofiliyi ayrıntılı olarak tanımlayan ilk hekimdir.
2- Ameliyatlarda kanın akmasını önlemek için damar dikimi ile damarları birbirine birleştirmeyi, böylece bu usulle kanamayı önlemeyi ez-Zehravî bulmuştur.
3- Diğer bir önemli buluşu da ameliyat ipliği olarak kedi bağırsağını kullanmasıdır.
4- Eklem iltihaplarının tedavisini de yine ilk defa gerçekleştiren ez-Zehravî olmuştur.
5- İdrar yollarında sonda kullanmayı gerçekleştirmiştir.
6- Akciğer iltihaplanmaları üzerinde çalışarak, ilk kez ameliyatla göğsü yarıp dağlama yoluyla tedavi etmeyi başarmıştır.
7- İlk kez fıtık ameliyatını yapan da ez-Zehravî’dir.
8- O zamana kadar tek bir hastalık olarak bilinen guatr ve tiroid bezi kanserini ayrı ayrı tarif eden ve teşhis koyan da ez-Zehravî’dir.
B- Kadın hastalıkları ve cerrahi
Kadın hastalıklarıyla ilgili yeni usuller ve metotlar bulan ez-Zehravî doğumun kolay olması için ilk defa yeni teknikler uygulamıştır. Doğum sırasında bebeğin ters gelmesi ciddi bir problem olarak hekimleri endişelendirirken, ilk defa ez-Zehravî bu duruma müdahale etmeyi tavsiye etmiştir. Tavsiye edilen bu usul, doğum için oldukça faydalı ve doğumu kolaylaştırıcı mahiyettedir.
Rahimlerde meydana gelen şişme ve urların tedavisiyle ameliyatını yapmıştır. Rahim kanseri ile ilgili çok mühim bir çözümü miras bırakmıştır. Bu alanda icat ettiği ve kullandığı âletler ise; doğum ve rahim ameliyatları için makaslar, huniler, aynalar; çift uçlu, burgulu, kaşığa benzeyen ve çok ince uçlu, çatal uçlu bıçaklar; sapan ucuna benzeyen, uzun ağızlı, dişli, penseye benzeyen çatallar; yeni doğan bebeklerin idrar zorluğuna karşı, çok hassas ve ince ameliyat âletleridir.
C- Diş cerrahisindeki yenilikleri
Zehravî’nin ağız sağlığı ve diş bakımı ile ilgili çalışmalarına gelince;
1- Diş çürüklerinin cerrahî usullerle çekilmesi ve çekimden sonraki tedavi usullerini uygulamıştır.
2- Problemli diş meselesini, protez anlamında çözmek için iki diş arasına orta kalınlıkta bir altın ip bağlayarak halletmiş ve böylece dişlerde protez kavramını getirmiştir.
Eczacılık alanındaki çalışmaları
Zehravî’nin eseri et-Tasrif, Fatih zamanında da Amasya Hastahanesi Başhekimi Sabuncuzâde Şerafettin tarafından bazı ufak tefek ilâvelerle birlikte Türkçeye, Cerrahiye-i İlhaniye adıyla nakledilerek istifadeye sunulan eserde bütün tip biliminin yanında eczacılıkla ilgili çok ayrıntılı bilgiler veren ez-Zehravî, eserinde insan vücudunun bütün organlarının anatomisini ve gördükleri vazifeleri anlatırken, ek olarak hastalıkların çeşitlerinden, belirtilerinden ve tedavi usullerinden de bahseder.
Zehravî, ilâç yapımında damıtmayla ilgili olarak ilk defa kömürü kullanan kişi olarak da tarihe geçmiştir.
İlâçların faydalarından, özelliklerinden ve terkiplerinden bahsetmektedir. Hangi ilâcın hangi hastalığa iyi geleceğini anlatmıştır.
Ağrı kesici ilâçlardan, kusturucu, kalb, şişmanlık ve zayıflık, mide ve bağırsakların temizlenmesi, kanın sulandırılmasında kullanılan ilâçlardan bahsettiği gibi, panzehirlerden ve zehirlere karşı kullanım tariflerinden, ishal ve kabızlığı giderici, sara, felç, yüz felci ve nezle, diş ağrısı, soğuk algınlığı, hemoroit, kulak ağrısı ve göz hastalığına iyi gelen ilâçlara, diş ve diş eti, göğüs hastalığı, astım, nefes darlığı, ses kısıklığı, öksürükle ilgili ilâçlara varıncaya kadar bahsetmektedir.
Ayrıca ilâçların isimlendirilmesinden ve son kullanım tarihlerinden bahsederken eczacılığa önemli bir fayda sağlamıştır.
İlk defa tabletler üzerine ilâcın ismini yazmıştır.
Zehravî hastanın yemesi gereken gıdalardan, ilâçların nasıl saklanması gerektiğinden ve koruyucu hekimlikten de bahsetmiştir.
Ülkü ALKO
Kaynaklar
1 Colin A. Ronan, Bilim Tarihi, Tübitak Yayınları/Akademik Dizi l., İst., 2003.
2 İslâm Ansiklopedisi, TDV yay., c. 4, s. 87-90, İst., 1994.
3 Şaban Döğen, Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi, s. 306-309, İst., 1987.
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM