Günlük yaşamımızda vücudumuzun hangi saatte neler yaptığını biliyor muyuz acaba? Bu mükemmel mekanizmanın biz uyurken bile neler yaptığını öğrenmek istiyorsak hadi bu yazıya bir göz atalım hep beraber……
03.00: En düşük Seviye ve Değişimde Dönüm Noktası
Vücudumuzun rahat ve sükuna kavuştuğu en önemli andır. Kalp gayet yavaş ritimlerle atmaktadır (yaklaşık olarak dakikada 52-65 defa), tansiyon ve vücut ısısı en düşük değerine ulaşır.
Tam bu vakitte, yani saat 02-03 arasında vücudun güç birikimi ve enerji düzeyi en yüksek değerine ulaşır. Ergonometre tesbitlerinde kasların günboyu şartedilen güç için kullandıkları oksijeni bu vakitte daha az harcadıkları gözlenmiştir. Güç ise gündüzünkiyle aynı, fakat kullanılan oksijen ise iktisat prensibinden hareketle düşüktür. Kronobiyologlar ruh hastaları için bedenî ve ruhî olarak karanlık bir safha tesbitinde bulunuyorlar. Melatonin hormonunun fazla salgılanması kişiyi kararsızlığa da itebilmektedir.
Fenalık düşünceleriyle yatıp, kötü arzularla kalkanlar, enerjinin ve gerilimin yoğun olduğu bu vakitte bu kötü emellerini yerine getirmekten çekinmezler. Bu saatlerde, özellikle depresyon, paranoyak, stres gibi psikolojik rahatsızlığı olan kişilerde, cinayet ve intihar vakaları daha çok görülmektedir. Ancak temiz düşünceli insanlar bu vakitte gerilimi en güzel şekilde yumuşatırlar.
04.00: Ciğerlere Temiz Hava
Vücudumuz stres hormonu kortizolden enerji kazanır. Akciğer bu safhada hastalanmaya müsait zayıf bir vaziyettedir. Bronşlardaki düz kaslar iyice kasılır ve nefes yolunu daraltırlar. Sağlıklı insanlara fazla zararı dokunmamakla birlikte, özellikle astım ve kalp yetmezliği gibi rahatsızlıkları olanlar için büyük tehlikeler arzetmektedir. Bu esnada astım hastalarının kanında iltihaplanmayı artırıcı histamin maddesi artış kaydeder ve bronşlar iyice kasılmaya başlar. Bu tehlikeli durumdan kurtulmanın en birinci yolu hemen yataktan kalkıp, temiz bir hava teneffüs etmektir. Günümüzde terapilerde bu yöntem en sağlıklısı olarak kabul edilip uygulanmaktadır. Bununla birlikte bu saatlerde başlamak üzere (04-06 saatleri arası) kuşluk vaktine kadar kalp krizleri (enfarktüs) artar. Çünkü tansiyonda oldukça yükselme ve kalp damarlarında gerilme baş gösterir.
05.00: Aman Böbreklerinize Dikkat Edin!
Kortizolün yükselen konsantrasyonu organizmayı harekete geçirir. Bu hormon gündüzdeki değerinin yaklaşık altı katına çıkar. Vücudumuz canlılık kazanmaya başlar. Enerji kazanımı kâfi miktara ulaşmıştır. Yani yeni bir güne başlamak üzere vücudumuz hazırdır. Bu saatten sonra uykuya devam etmek yersizdir. Kazanılan enerji yatakta uyuyarak kaybedilmiş olur ve vücutta gerginlik, stres ve tembellik ortaya çıkar.
Böbreklerimiz çalışma temposunun en düşük seviyesine ulaşmıştır artık. Gece boyunca fonksiyonlarını hep sınırlı tutmuş, mesaneye çok az miktarda idrar pompalamış ve az miktardaki zararlı maddeleri yok etmiştir. Tabii böyle olmasının, yani bu şekilde bir biyoritmin faaliyette bulunması insan açısından büyük kazançtır. Ancak sabahın erken saatlerinde, yani 05 sularında böbrekler normal faaliyetlerini hızlandırırlar. Artık mesaneye idrar dolmaya başlar, zararlı maddelerin süzülmesi hız kazanır ve en kısa zamanda da dışarı atılması gerekmektedir. Bu saatlerde kalkılıp bunların dışarı atılması sağlanmazsa, zararlı maddeler çökelti haline gelir ve zamanla mesane taşı dediğimiz insana izdi rap veren birikintiler oluşur. Biyoritmik faaliyete uygun olarak bu saatlerde yataktan kalkmayanlarda mesane rahatsızlığı vakaları çokça görülmektedir.
06.00: Vücudumuz Enerji Yüklüdür
Kortizolün salgılanmasıyla organizma uyanır. “İç Saat”in bu periyodik ritmiyle insan, sanki hayata yeni başlıyorcasına canlanır. Kalp atışları iyice hızlanır ve tansiyon da yükselişe geçer. Glikoz ve aminoasit maddeleri kanda belirli oranlarda artmaya devam eder. Bunların artmasıyla hizmet eri olan hücrelere enerji ve hayatî öneme hâiz maddelerin teşekkülünde kullanılacak materyaller kazanılmış olur. Yani metabolizma hareketlenir ve o günün işleri ve faaliyetleri için enerji ve protein hizmete girer. Bu güç kaynaklan böbrek üstü bezinde yer alan adrenalin ve noradrenalin hormon larıyla desteklenir. Anlaşılacağı üzere bu saatlerde “Biyolojik İç Saat” bir nevi “Tam yol ileri!” komutuyla organizmayı süratle harekete geçirir. Bu anî güç artışı ve yoğun enerji birikimi ile organizmada ansızın ciddi bir yükleme meydana gelir. Dolayısıyla pek çok ölüme götürücü hastalıklar günün bu erken saatlerinde depreşebilir. Bundan kurtulmak için vücudu kısa süreli hareketlere tâbi tutmalıdır.
07.00: Kalori Üretimine Start
Sindirim sistemi en faal durum ve zamandadır. Artık güzel bir kahvaltıyla doymuş olan midemiz hazımla meşgul olurken, kalın bağırsak da tuvalete hazırlık yapar. Karbonhidratlar metabolizma tarafından, bundan sonraki zaman aşamalarında şiddetle ihtiyaç olan enerjiye dönüştürülmektedir. Dikkate değerdir ki sabahleyin alınan kâfi miktardaki kalori ağırlık fazlalığı meydana getirmez. Vücuda ihtiyaçtır.
08.00: Kalbinizi Koruyun!
Organizmanın harekete geçtiği sabahın bu saatinde sadece kan basıncının artışı ve kalp çarpıntısının sıklaşması kalbe sıkıntı ve yorgunluk vermez. Başka bir tehlike daha perdeyi aralamaktadır. Özellikle kalp rahatsızlığı olanlara ciddi tehlike olmaktadır. Damar sertleşmesi ve tıkanmalarına sebep olan tortular atardamarları daraltır. Tromboz katılaşması 24 saat ritminde en yüksek seviyeye ulaşır. Bu şu demektir: Trombozlar birbirleriyle birlik olup kenetlenmeyi yavaşlattıklarından kanın pıhtılaşması zayıflar. Dolayısıyla kan damarlarında daralmalar başlar. Muhtemel bir kalp sektesi de bunu takip eder.
Bu biyoritmik yapıyı çok iyi bilen uzmanlar , hastalarına , bu feci akıbetten kurtulabilmeleri için şunları öneriyor: Kesinlikle sigara içmeyin, sabahları içilen bir sigara bile ölüme vizedir! Çünkü, günün bu safhasında kan damarları nikotine daha çok tepki gösterir ve bunun için de diğer zamanlara nazaran iyice daralır ve böylece Angina pectoris denilen kalp sıkışmaları ve daralmaları ortaya çıkar.
09.00: Kortizol Yukarı, Lenfositler Aşağı
Böbrek üstü bezinin kabuk kısmından salgılanan kortizol hormonu kandaki en yüksek konsantrasyonuna ulaşır. Bununla birlikte lenflerin sayısında gece ve gündüzün diğer zaman dilimlerindekine nazaran ciddi bir düşüş kaydedilir. Organizmanın savunma hücrelerinin en dinç olduğu saattir. Bu vakitte virüsler rahat hareket etme imkanı bulamazlar.
Uzmanlar koruma aşılarının sabahın bu saatlerindeki etkisinin özellikle ateşli hastalık ve soğuk algınlığı rahatsızlıkları gerçekten büyük olduğunu savunurlar; çünkü ateş yükselmesi ve halsizlik gibi yan etkiler çok az görülür.
Kronobiyologlar bu vakitlerde alkolden şiddetle kaçınılması gerektiğini savunuyorlar; çünkü diğer saatlere nazaran alkol, bu saatte iki kat daha fazla zarara yol açmaktadır. Kalbinize yazık olur!
Kaslar sportif hareketlere cevap verirler. Dolayısıyla sabah sporları kaslara güç kazandırır. Vücudun canlı, zinde ve formda bulunması için bu her gün gereklidir.
10.00: Dinamik Zihin
Hem zihnî hem de ruhî performans ve aktifliğin tam zamanı. Kısa süreli hafıza yeteneği en üst seviyede seyretmektedir. Öğrenme, anlama ve hıfzetme hız ve gücü yüksektir.
11.00: Günün En Zirve Noktasındasınız
Organizma en iyi ve vücut aktivitesi bakımından zirve değerine ulaşmıştır. Öyle ki en zor ve ağır problemlerin üstesinden başarıyla gelinir. Matematikî hesaplar bile bu saatte kolayca ve hızlı bir şekilde yapılabilir. Bu gerçek kalp ve kan dolaşımı için de geçerlidir. Kardiyolojik testlerde bazı kalp rahatsızlıklarının anlaşılamadığı da tespit edilmiştir.
12.00: Zirveden İniş
İş görme kabiliyeti, verimlilik, güç ve takatta belirgin bir şekilde düşme görülür. Doruk noktada maksimum bir aktivite yaşandıktan sonra, artık vücutta fıtrî olan dinlenme ihtiyacı kendini hissettirmeye başlar.
13.00: Ritminiz “İstirahat!” Diyor
Gündüzün dört saati sonrasında organizma artık iyice gevşemiş, sinirler gerilmiş, vücut kendisini yorgun ve bitkin hissetmeye başlamıştır. Uyku impulsları en yoğun olarak bu saatte güçlenir. Vücut formdan bir hayli düşmüştür. Çalışma performansımız, günlük ortalamanın yaklaşık %20 altında seyretmektedir.
Vücut sıcaklığının azamî dereceye ulaştığı bu vakitte insan yorgun düşer ve gaflet bastırıverir. Bütün organlar en alt düzeyde çalışır. Sadece karaciğer, öğle yemeğini hazmettirmek için safra kesesini devreye sokar. Böylece yağlar çözülür ve kasların ihtiyacı olan glikojen geriye kalır. Şu unutulmamalı ki ne kadar fazla yemek yenilirse gaflet ve uyku o kadar artar; çünkü kan midedeki sindirim için bu bölgeye akar ve böylece beyinde otomatik olarak kan azalır.
14.00: Öğle Uykunuzu Geçirmeyin!
Vücutta aktivitesizlik devam eder ve bu saatte iyice yoğunlaşır. Beden ve ruh dinlenmeye çekilir. Dikkat azalmış ve insana uyku basmıştır. İstatistiklere göre öğle uykusu uyuyabilen kişilerde, kalp enfarktüsüne %30 oranında az rastlanmaktadır. Öğle uykusu, beden ve ruh sağlığı açısından gece uykusuna göre daha müessirdir. Çünkü yarım saat öğle uykusu iki saatlik gece uykusuna denktir. Bu saatte çalışmaya devam edenlerde, sürücülerde ciddî hatalar ve kazalar görülmektedir.
Diş tedavilerinde acı daha az hissedilir. Lokal anestezi (belli bir bölgeyi uyuşturma) yarım saat devam eder. Bu süre sabahları 12 dakika, akşamları da 19 dakikadır. Dişçiye gitmek için en uygun saat budur.
15.00: Yeni Bir Hamle
Vücudumuza taze bir aktivite dalgası yayılır. Çalışma arzusu artar. Enerjimiz geriye gelmiş ve hafızamız tam formundadır. Her ne kadar bu verimliliğimiz sabahkinden biraz az olsa da etkilidir. Uzun süreli hafıza bu saatte çok kuvvetlidir, “İç saat” ve sinir sistemindeki “sempatik”i harekete geçirerek vücudun rahatlamasını sağlar. Vücut sıcaklığı düşer ve bu gece 03'e kadar sürer. Deriyi besleyen damarlara bol kan gider. Dolayısıyla insan bu saatlerde daha az terler.
16.00: Koruyucu Aşılara En Uygun Zaman
Vücudun dinç, kuvvetli ve yüksek performansa sahip olduğu saattir bu. Çünkü artık kortizolün etkisi azalmıştır. Dolayısıyla koruyucu aşıların etkisi büyük olur; çünkü savunmaya yönelik cevap alabilmekte, yani antikor vazifesini yapabilmektedirler. Kan basıncı ve dolaşımı hızlanma ve yükselme gösterir. Spor faaliyeti için iyi bir saat. Asitleri nötrolize edici ilaçların en etkili olduğu saattir.
17.00: İkinci Zirve
Organların faaliyeti üst düzeydedir. Kalp yeniden bol bol kan pompalar ve kaslara güç gelir. Kuvvetimiz artar, oksijenin harcanması fazlalaşır. Pankreas en aktif devresindedir. Unutulmamalıdır ki. bu saatte yenilen yemeklerin tadı damağımızda kalır; çünkü tad ve koku alma duyuları zirvededir. Bu da kortizolün salgılanma organıyla ilgilidir. Bu hormon kanda ne kadar az olursa duyu hücreleri o kadar etkili ve çok olmaktadır. Böbreklerimiz de tam kapasite çalışmaktadır. Ayrıca saç ve tırnaklarımız en hızlı bu saatte uzar.
18.00: Kendiyle Olma Zamanı
37,4°C'ye kadar yükselen vücut sıcaklığı artık bu saatten itibaren düşmeye başlar. Fizyolojik ve psikolojik durgunluk başgösterir. İnsan sanki kendi kabuğuna çekilir. Kendi kendini dinlemek, kendiyle olmak ister. Akşam yemeği için de iyi bir saattir.
19.00: Strese Paydos!
Organizma en aktif olduğu vakitleri geride bırakmıştır. Tansiyon ve nabız genelde bu saatte düşer. Bu sebeple tansiyon düşürücü ilaçların kullanılması önerilmez. Bu ilaçlar tehlikeli olabilir. Sinir sistemi üzerinde etkili olan ilaçların tesir derecesi de bu saatte oldukça fazladır.
20.00: İlaçların Tesir Saati:
Sürücülerin en hızlı hareket etme kabiliyetine sahip olduğu saattir. Ortalama olarak 95 milisaniye ile günün en kısa tepki süresine (dikkat) sahiptir. Bu durum kısa sürede değişir. Saat 22.00'ye doğru iyice yavaşlar. Karaciğerdeki yağ düzeyi düşer ve harcanmış kan kalbe tekrar her zamankinden daha fazla akar. Alerjisi olanlar ve astımlılar ilaçlarını bu saatte almalılar. Etkisi hemen görülür. Antibiyotikler de az dozda alınsa bile etkileri gece boyunca en üst düzeyde olur.
21.00: Sindirimde Durgunluk
Sindirim organlarının görevlerini yavaşlatma devresi bu saatte başlar. Davetleri sevenler dikkatli olmalıdırlar. Çünkü, bu saatten sonra yenen herşey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır. Bu durum tehlikelidir: çünkü mide asidi salgılanması gittikçe azalır ve gece yarısında tamamen durur. Kalan yemekler ise bağırsak sahasındaki mukozaya hücum eder. Dolayısıyla midede bir ağırlık ve ekşimeyle beraber uykumuzun da kaçmasına sebep olmuş oluruz.
22.00: Çocukların Geliştiği En Verimli Saat
Çocuklarımızın uykuya dalmalarından yaklaşık 1 saat sonra hipofiz bezinden kafi miktarda büyüme hormonu salgılanır ve bu faaliyet gece boyunca 3-6 defa tekrarlanır, ancak oranlar ilk saatlerdekine göre farklıdır. Bu büyüme hormonu kemiksi dokulara tesir ederek, hücre bölünmesini hızlandırır Çocuklarımız en geç bu saatte yatmış olmalılar! Ayrıca bu saatte vücudumuzun polisi akyuvarlar özellikle aktiftirler. Sayısı azaltılması gereken ilaçlar için en elverişli saattir. Bu saatten sonra vücudun, zehirleri parçalama gücü iyice azalmıştır. Bilhassa bu saatte sigara içenler vücutlarını doğrudan zehirlemiş oluyorlar. Bu bir intihardır!
23.00: Doğruca Yatağa
Tam dinlenme saatidir. Sakinleştirici sinirler olan parasempatikler vücudun kontrolünü devralır. Stres hormonu kortizolün salgılanması çok azalır. Bu saatte sakinleşir, rahatlar ve gevşeriz.Metabolizmanın faliyeti en alt düzeydedir. Tansiyon, kalbin vuruş ritmi ve vücut sıcaklığı düşer.
Hamilelerde doğum sancıları genellikle bu saatlerdedir; çünkü sancıya sebep olan hormonların salgılanması azami düzeydedir. Gece yarısından önce uykuya dalmak daha doğrudur. Çünkü böylece gecenin ilk bölümündeki derin zindelik ve dinçlik uykusunu ve ikinci bölümünde de güzel rüyalar devresini yakalayabilirsiniz. Sabahleyin dinç kalkmayı hangimiz istemez ki!
24.00: Ağrı Kesiciler Faaliyette
Vücudumuz dinlenmede ve savunmasız bir pozisyonda olduğundan, ağrılı hastalara bu saatte ilaçları fazla tesir etmez. Bunun için beyinden gelen emirle ağrılı bölgenin ağrılarını hafifletmek için endorfin ve ensefalin maddeleri salgılanır.
01.00: En Derin Uykudan Rüyalara
Verimliliğimiz en alt düzeydedir. Bu saatte çalışmaya devam edenler çokça hata yaparlar; çünkü dikkat son derece azalmıştır. Çernobil kazası saat 01.23'de, ABD'deki (Three Miles İsland) Üç Mil Adası nükleer santralindeki facia ile Hindistan Bophal'deki kimyasal kaza da bu saatlerde olmuştur.
02.00: Trafik Canavarına Dikkat
Sürücüler bu saatte dikkatli olsunlar. Çünkü görme zayıflar, görülenlere karşı tepki yavaşlar. Bu sebeple trafik kazalarının genellikle bu saatlerde olduğu istatistikî olarak tespit edilmiştir. Bu arada vücudumuz soğuğa karşı aşırı derecede hassastır.
Vücudumuzdaki pek çok organın faaliyetlerini yavaşlatması yanında hâlâ aktif olan iki önemli organımız vardır: Karaciğer özümleme devresinin zirvesindedir. Besleyici maddelerin vücudun ihtiyacı olan enerjiye dönüştürmesinde aktiftir. Uyku esnasında deri hücrelerimiz de durmadan çalışır. Gündüze nazaran daha sık bölünürler. Yani deri kendini yeniler. Bu esnada yaralar hızla tedavi edilir.
ÜLKÜ ALKO
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM