İstanbul Eczacı Odası’nda yapılan aromaterapi seminerinde konuşan İVEK Akademik Kurul Üyesi Prof. Dr. Ulvi Zeybek, fitoretapi ve aromaterapi hakkında bazı önemli noktalara vurgu yaptı.
Bütünleşik Tedavi Uzman Kişilerce Yapılmalı
Türkiye olarak elimizde var olan ürünleri değerlendirirken; “Yurt dışından çok fazla ürün, satışı yapılmak üzere Türkiye pazarında bulunuyor. Belgelerinizi veriyor ve satış onayınızı alıyorsunuz. Bu yüzden ülkemizde yabancı organik tıbbi ürünlerin yoğunluğu var. Eczanede yerini hak etmeyen birçok ürün de yine eczanelerde yer alıyor. Bizim bütün hedefimiz hasta ve eczacının bu alanda bilgisini arttırmasıdır. Bütünleşik tedavi, yani fitoterapi ve aromaterapi bu konuda uzman olan kişilerin bilincinde yapılmalıdır” seklinde konuştu.
Fitoterapist Hekimler İçin Çalışmalarımız Eylül’de Başlıyor
“Fitoterapist hekimler olacak. ARGEFAR olarak Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı sertifikalarımızı, yapacağımız eğitimler neticesinde kursiyerlerimize vereceğiz. Bu bahsetmiş olduğum projeye ay sonunda başlamayı düşünüyoruz. Anadolu’dan herhangi bir hekim de online olarak bu kursu takip edebilecektir. Ekran üzerinden yapacağımız yoklamalar ile de hekimin dersi takip edip etmediğini anlayabilme imkânımız olacak. Hekim-eczacı birlikteliğiyle fitoterapiyi ileriye taşıyacağız. Bu konu, hasta-hekim-eczacı üçgeninden çıkmaması gereken bir konudur. Hedefimiz yan yolları yani illegal yolları kapatmaktır. Sağlık çalışanlarıyla beraber bu oluşumu gerçekleştirmek istiyoruz” diyerek konuyu değerlendirdi.
Fitoterapi Bir Alternatif Tedavi Değildir
Fitoterapiye ilişkin var olan alternatif tedavi görüşlerini değerlendirirken; “Fitoterapi alternatif tedavi değil bir destek tedavidir. Aromaterapi de zaten, fitoterapinin bir koludur” dedi. Aromaterapinin ilk ortaya çıkışını da “Aromaterapi I. Dünya Savaşı sırasında bombalanan ilaç fabrikalarından sonra bir ihtiyaç olarak doğmuştur. Bilhassa Fransa ve Almanya aromaterapinin başladığı yerler olarak düşünülebilir. Aromaterapide uçucu yağların farklı etkilerinden yararlanılır. Genel etki antimikrobiyal etkidir. Özellikle dermatolojik kliniklerde uygulaması vardır” şeklinde belirtti.
Sanayileşen Ülke Doğalı Tercih Ediyor
Sanayileşen ülkelerdeki doğal ürünlere eğilim hakkında konuşan Zeybek şunları ifade etti; “Bir ülke ne kadar sanayileşmişse, sentetiği elinin tersiyle itip ihraç ederken, doğalı da bir o denli benimsiyor. Fitoterapi eğitimi Avrupa’da tıp öğrencileri arasında seçmeli bir ders olarak konulmasına rağmen çoğu öğrencinin seçtiği bir alan olarak revaçta bulunuyor” dedi.
Osmanlı’da Varolan Aromaterapi Geleneği
Osmanlı Dönemi’nden bu yana aromaterapi varlığından bahsederken; “Aromaterapi sadece fizyolojik olarak değil, koku psikolojisinde de kullanılmaktadır. Her koku molekülü beyinde kendine özgü bir sinir impulsu başlatabiliyor ve çeşitli hormonların uyarılmasını sağlıyor. Gülyağı özellikle Osmanlı Dönemi’nde kullanılan bir yağdır. Hafızların Kuran hafızlığı yaparken gülyağı kullandığı bilinmektedir. Koklanan bu yağ, aromaterapide konsantrasyonu arttırıcı etkisiyle bilinmektedir” şeklinde konuştu.
Aromaterapi Dünyada Pek Çok Alanda Kullanılıyor
“Aromaterapinin bugünkü kullanım alanlarından birisi de uzun uçuşlarda pilotlara uygulanan yöntemdir. Pilotların bu uçuşlar sırasında biberiye ve limon uçucu yağları ile terapi edilmesi, dikkatlerini arttırmaktadır.”
Tedavi Usulleri Dikkatle Uygulanmalı
Aromaterapinin dikkatli uygulanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ulvi Zeybek, konuya ilişkin şu açıklamaları yaptı; “Aromaterapötik uçucu yağların bir kısmı dahilen de kullanılabilir. Bunlara örnek olarak lavanta ve melisa uçucu yağları verilebilir. Bunun yanı sıra aromaterapide kullanılan yağlar içerdikleri terpenik bileşiklerden dolayı tahriş edici olduğundan direkt olarak seyreltilmeksizin kullanılamasa da istisnalar vardır. Bunlara örnek ise Türk Gülü, Melisa ve Lavanta uçucu yağıdır. Özellikle sekretolitik ve mukolitik olarak kullanılan aromaterapi usullerinde, daha çabuk etki görülmesi için dozun arttırılması yanlıştır. Doz arttırıldığı durumda sekretolitik etki görülmeyecek, aksine mukusun atılması zorlaşacaktır. Bebeklerde uçucu yağ kullanımına dikkat edilmelidir. Uygulama göğüs kafesi ve ayak tabanına %0.5’lik seyreltilmiş şekillerde yapılmalıdır” dedi.
Yağların Nasıl Elde Edildiği Önemli
Aromaterapide dikkat edilmesi gereken bir hususunda elde edilişi olduğunu belirten Zeybek, “Kullanılacak yağların nereden nasıl elde edildiğidir. Kullanılan kaynağın organik tarımla elde edilmiş olması önemlidir. Tarım ilaçlarına maruz kalmış ürünler tercih edilmemektedir. Bunun yanı sıra doğala özdeş veya sentetik maddelerin aromaterapide kullanılması yasaktır”
En Uygun Uçucu Yağ Saklama Koşulları
Bu yağlara özgü saklama koşullarını ise şöyle belirtti; “Mavi şişe aromaterapötik yağları saklamak için en uygun şişedir. Kullanım için hazırlanmış yağlar buzdolabında 3-6 ay kadar saklanabilir. Yağın rengi kahverengiye dönmemelidir. Kahverengiye dönen bir yağ artık aromaterapide kullanılamaz, okside olmuştur. Uçucu yağların ağzı açık bırakıldığında ise etkili maddeler açısından kayba uğraması söz konusu olabilmektedir”
İVEK Derneği Özel Haber/ Ayşe Esra GÜLER
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM