İşl. Uzm. Ecz. İbrahim YAVUZ
Sorumluluk sahibi tüm meslektaşlarım hem bilirler hem de örneklerini yaşamışlardır… Bakkal market ve emsal yerlerde, hiçbir engelle karşılamadan Draje, Pulverize toz, Enjektör, Tablet vb. farmasötik dozaj şekillerinde çeşitli şekerlemeler, çocukların dikkatini celb edecek renkler ve ambalajlar içinde satışa arz edilmektedir. Sırf bunlardan dolayı pek çok çocuğun allerji, boğulma ve türlü sağlık risklerine maruz kaldıkları bilinmektedir.
Basında da sıklıkla yer alan bu durum nedeniyle birçok okulun kantinlerinde benzer ürünlerin satışı yasaklanmıştır. Bu anlamda Denetlenmeyen diğer satış kanallarında ise satışı maalesef devam etmektedir.
Çocuklarımız, geleceğimizi emanet edeceğimiz bu değerli varlıklarımızın her an yüz yüze gelebileceği bu tehlikeyi yeterince öteleyememiş ve engelleyememişken, bir de gıda takviyeleri adı altında yetişkinlerimizi de tehlike altına sokan yeni bir sıkıntı alanı doğurulmuştur.
Bu tür ürünlerin reklamı veya tanıtımı eczanelerin vitrininden dahi yasakken, mevcut birçok sosyal medyada, iletişim kanalları ve basın organlarında, özellikle toplumun tanıdığı, toplumca benimsenmiş ve toplumun güvenini kazanmış şöhretli kişiler aracılığıyla çok iddialı vaatlerle reklamı yapılmaktadır.
Aslında sağlık pazarlaması asla ve asla bu kişilerin görevi değildir. Bilerek bilmeyerek ya da reklama çıkmanın bedelini almakla iktifa edip yaratacağı sosyal sorunlar ve sorumluluklarla ilgilenmeyen bu şöhretamiz kişileri uyarmak, bilgi sahibi etmek de sağlık çalışanlarının görevleri arasındadır.
Bu uyarma neticesinde, onları insan sağlığına daha faydalı eylemlerde bulunmaya yöneltmek, farkında olmadan toplum sağlığına verdikleri zararları kısmen de olsa gidermek mümkün olabilir. Bu anlamda tabii ki görev bizlere düştüğü gibi Asıl: Sağlık Meslek Örgütlerinin el atıp, durumdan vazife çıkarmalarını gerektirecek bir projeler bütünüdür.
Merdiven altı ya ada Tarım bakanlığından kolayca alınan bir takım ruhsat ve sertifikalarla, gerçek bir denetimden yoksun olarak piyasaya pompalanan bu ürünler, bahse konu iletişim araçlarıyla, toplumumuza öylesi vaatlerde bulunarak satılmaktadır ki. Allah muhafaza, birçok hastamız, üstelik de ciddi paralar ödeyerek, bilimsel ve tıbbi tedavisini kesip, bunlara yönelmekte ve iyileşme beklentisi içine girmektedirler.
Özellikle bu pandemi süresince bile, bütün aciliyetine rağmen terapötik etkisi olan bir ilacın veya aşının kullanılabilir hale gelmesi için, nasıl bir süreçten geçmek zorunda olduğunu, hiç ilgisi olmayan vatandaşlarımız bile öğrenmiş ya da konuyla ilgili tartışmaları izlemiştir.
Hal böyle iken, bu kadar fütursuzca üretilen ve kamuoyuna bilinçsizce dayatılan uyduruk gıda takviyelerinin, aslında beyan ettikleri etkileri azıyla ya ada çoğuyla sağladıklarının tartışılma zamanı gelmiştir. İlaçta aslolan optimum doz iken, günlük yaşamda karşılaştığımız ölüm nedenlerinin pek çoğunda bazı etkili maddelerin, yüksek dozlarda kontrolsüzce kullanıldığına şahit olmaktayız.
Yaşam koçluğu adı altında, hasta kabul edip, engin bilgilerini aktaranlar!
Fonksiyonel Tıp okuyup Danışanlarına tedavi tavsiyesinde bulunanlar!
Tamamlayıcı tıp uzmanlığı alıp sertifikalarla bu işi yürütenler!
Hekimliğe soyunan Attarlar!
Bütün bu saydıklarımız ve saymadıklarımız, kendilerine birer dayanak olsun diye herhangi bir tıbbi otoritesi olmayan mercilerden aldıkları sertifikalarla, boylarının üzerinde büyük işlere kalkışıp, büyük vaatlerle tedavi merkezleri açmakta, basın ve medya yoluyla bunları duyurmaktan da kaçınmamaktadırlar.
Attarlar; tıpkı eczacılar a yapıldığı gibi, kendilerine çizilecek sınırlar içinde kalarak, bir takım baharat ot vb. gibi ürünleri (Türk farmakopesine alınıp, yasa ile eczane dışında satışının yasak olduğu belirlenenlerin dışındakileri) tabii ki satacaklar. Onların da mesleklerini ve yaşamlarını sürdürmeye hakları vardır. Ama bunu başkalarından vazife aşırarak değil onurluca yapmaları gereklidir. Hele hele ürünlerini farmasötik formlara sokarak ilaç görüntüsüyle halka asla sunmamaları gerekmektedir. Bu farmasötik formların terapötik iddialarıysa hiç olmamalıdır. Aksini iddia etmeleri halinde, iddialarını ispata mecbur olup, tıbbi ve bilimsel kanıtlarını sunmak zorundadırlar.
Sorunun toplumsal zararlarını minimum seviyelere indirgemek için: gıda takviyeleri ve benzeri ürünler, bir Sağlık Beyanı İddiası varsa: Eczanelere Özel ve sadece Eczanelerde satılır ibareleriyle, iddia olunan sağlık beyanlarıyla en ideal ambalajda, en ideal saklama ve kullanma koşulları belirtilerek, takıp edilebilir bir kodlama sistemine dahil edilip, ambalajlanarak pazara sunulabilir.
Türkiye’miz ilaçta İTS kodlamasıyla Dünyaya örnek olmuş ve uygulamayı pazarlayabilir konuma gelmiştir.
Gıda takviyelerinde de bir ilke imza atıp bunu başarabilir.
Farmasötik formdaki bu ürünleri üretimden tüketime tüm kademelerinde izleyerek her türlü suiistimali önleyebilir, bunu uyumlu alt yapısı ile mevcut medula sistemini kullanarak eczaneler üzerinden gerçekleştirebilir, böylece sistemi ıslah ederek, Tüm Dünyaya örnek olacak yeni bir modeli ihraç bile edebilir.
Amerika, Avrupa, Asya, Afrika, Avusturalya hatta kutuplarda bile eczacılıkta devrim gerçekleştirebilecek bu uygulama ile ilgili alt yapı çalışmalarını, TİTCK, Türk Eczacılar Birliği, Eczacılar Odaları, Eczacı Sivil Toplum Örgütleriyle, İlaç OTC Firmaları ve belki de SGK’nın da katılımlıyla kurulacak çalıştay gruplarında olgunlaştırılabilir.
Sahadaki kaosa son verecek yasal düzenlemeyi de, siyasi otorite gerçekleştirerek bu kaotik ortama son verebilir, sağlığına tekrar kavuşmak için çırpınan insanların, ümit ve beklentilerinin boşa çıkarılması engellenebilir.
Yardımcı eczacılık, 2. Eczacılık gibi, Fazladan personel istihdamına zorlanan eczaneler için de bu eğitimli personeli en verimli bir şekilde kullanabileceği, kontrol edilebilir bir alan doğurulmuş olur.
Eczacı ve sivil kamuoyunu bu imkana kavuşturacak ve mahrum bırakmayacak girişimci ruhları şimdiden göreve çağırıyor, sahada parça parça ve etkisi duyurulamayan çalışmaların bir an önce ıslah edilmiş, örgütlü bir çalışma içine çekilerek, uygulanabilir formatlara dönüştürülmesi vaktidir,
Gelişmeleri hep birlikte izleyebilmek ve bu satırlarımda onların sonuçlarını tartışabilmek ümit ve beklentisiyle yeni bir yazımda görüşmek üzere şen ve esen kalınız…
(ViPharma Dergisinde Yayınlanmıştır.)
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
CONTACT