Çapa Medikal Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Avşar:
“Sağlığın önemi, insan yaşamı önceliğimiz”
6 Şubat günü 11 ilimizde meydana gelen üzücü deprem felaketi sonucu yaklaşık 45 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. Deprem sonrası bölgeye giden Çapa Medikal Yönetim Kurulu Başkanı ve İVEK Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Zekeriya Avşar Medikal News dergisine açıklamalarda bulundu. Daha depremin üzüntüsünü ve yorgunluğunu üzerinden atamayan Zekeriya Avşar sıcağı sıcağına depremi ve tıbbı malzeme lojistiğinde nelerin yapılması gerektiğini anlattı.
Deprem bölgesinden geldiniz. Yorgunluğunuz ve üzüntünüz gözlerinizden okunuyor. Bölgedeki izlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
Sağlık Bakanlığı’nın üst düzey yöneticileri ile yaptığım görüşmelerde deprem sonrası Gaziantep’te ilaç ve tıbbi malzeme deposu kurulacağını öğrendim. Ben de lojistik ve teknik destek verebileceğimizi söyledim. Vardığımız mutabakat neticesinde deprem günü Gaziantep’e gittik. Benimle beraber Çapa Medikal’den 6 kişilik bir ekip bir hafta boyunca Gaziantep’te kalarak deponun kurulmasında görev aldık. Bu depoda hem yurt içinden gelen hem de yurt dışından gelen medikal malzemeler ve ilaç bağışları yer alıyordu.
Lojistik konusunda uzman bir firma olduğumuz için bu depoya ilk gittiğimiz anda malzeme yerleştirme konusunda adreslemeyi yaptık. Malzemeleri sırt sırta yaslayarak 2 metrelik ara koridorlar yaptık. Niğde’den ve İzmir’den gelen bir eczacı ekibi vardı, onlara da ilaçları nasıl yerleştirmeleri gerektiği konusunda yardımcı olduk. Depoyu düzenli bir hale getirmeye yardım ettik. Yaptıklarımızı yazılı hale getirdik ve bizden sonra gelecek arkadaşlara bir yol haritası bırakmış olduk.
Yardım ederken de şunu öğrendik ki; Türkiye’nin dört bir yanından bağış olarak gelen malzemelerin hazırlanma şeklinde bir sıkıntı olabilirdi. İlk anlardaki telaş haliyle yerleştirme ve düzenleme şekliyle ürünlerin bir kısmı ziyan olma tehlikesi yaşayabilirdi. Bu durumu bertaraf etmek için yapılması gereken düzen ve sistem konusundan elimizden gelen desteği verdik.
Bu tecrübeyi bizzat yaşadığım için de ilk önce yıllarca meclis üyeliği yaptığım İstanbul Ticaret Odası’ndan başlayarak, bundan sonraki çalışma hayatımın yüzde 50’sini deprem lojistiğini anlatmaya ayırma kararı aldım. Bilginin de bir zekâtı vardır. Şirketteki görevlerimin bir kısmını devrettim ve birinci önceliğim artık bu olacak.
Gelen bağışları deprem bölgesine daha rahat ulaştırmak için deprem olmayan bir bölgede kurulan lojistik merkezinde bu malzemeleri depolamak gerekmekte. Yani kurulacak olan lojistik deponun deprem bölgesinde olmaması lazım. Çünkü o depoda çalışanların da yakınları vefat edebiliyor ve bu durum çalışanların ruh haline yansıyor. Depremin olduğu yerlerde cep depolar kurulmalı. Gaziantep’te lojistik depoda çalışırken daha da bilinçlendik diyebilirim. Orada olmak başka bir tecrübe idi.
Yabancı ülkelerden gelen bağışlarda kolileme şekilleri başta olmak üzere farklı teknikler öğrendik. Yabancı ülkelerden gelen tıbbi malzeme kolilerini açtığımızda içerisinde serum seti, idrar torbası, dosiflow, beslenme enjektörünün bir arada olduğunu gördük. Diğer bir kutuyu açtığımızda; spanç, boyunluk, sargı bezinin bir arada olduğunu gördük. Kutuların üzerinde içerisinde bulunan ürünlerin isimleri de yazıyordu. Ürünler çok sağlam kolilerde gönderilmişti. Böylesine düzenlemeler doktorun ihtiyacı olan şeyi anında bulmasını sağlıyor.
Bu arada; deprem bölgesinde hava da çok soğuk. Malzeme hazırlama çalışmaları sırasında 2 saatte bir 15 dakikalık molalar verilmesi lazım. Bu, çalışmanın performansı artırır. Çapa Medikal Tedarik Zinciri Yöneticisi Selçuk Ağalar bu konuda uzman olduğu için mola ve çalışma saatlerini ayarlıyordu. Ekibimizdeki herkes uzman depocuydu. Depremde Sağlık Bakanlığı, ilaç sektörü, eczacılar ve medikalciler başarılı bir sınav verdiler. Birlikte çalışma kültürümüzün katkısını deprem boyunca gördük. Tüm deprem bölgesinde hızlı bir şekilde sahra hastaneleri ve mobil eczaneler kuruldu. Whatsapp gruplarında hangi ile ne lazım olduğuna dair tedarik zincirleri kuruldu.
Türkiye bir deprem ülkesi. Yapmamız gereken Türkiye’den her sektörden 50 kişiyi belirleyerek bir afet halinde devreye girerek AFAD, Kızılay ve diğer STK’larla organizasyona hızla katkı vermeleri sağlanmalı. Bir afet olduktan sonra bu kadroyu kurmak 2-3 günü alıyor. Bu da çok büyük bir vakit kaybı oluyor. Bir de eğitime önem verilmeli. Böylesine afetler öncesi verilecek eğitimlerle bir afet anında yapılması gerekenler sırasıyla yapılırsa kargaşa da meydana gelmez. Örneğin diğer illerden Valilerin atanması bile çok büyük önem taşıyor. Çünkü bölgede Vali başta olmak üzere en küçük idare amirine kadar herkes depremden etkileniyor. O bölgede en az bir kişinin yakını enkaz altında. O anı yaşamadan bu insanların ruh halini anlayamazsınız. Bu sırada Vali’den, sağlık personeline ve emniyet mensuplarına kadar dışarıdan atanmış insanlara ihtiyaç var.
3 yıl önce Depreme dayanıklı bir lojistik merkezi yaparak yeni yerinize taşınmıştınız. Böyle bir kararı nasıl almıştınız?
2019 yılında İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde medikal sektör ile ilgili bir toplantı yapıldı. Akabinde İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu bizi ziyarete geldi. Bir deprem anında sadece hastanelerin ayakta kalmasının öneminin yanı sıra bizim gibi çok yüklü miktarda medikal malzeme lojistiği sağlayan firmaların da ayakta kalmasının önemli olduğuna işaret etti. Sayın Memişoğlu, depreme daha dayanıklı bir yerde bu işimizi sürdürmemizi önerdi. Biz de bunu dikkate alarak 6 aylık bir araştırma sonucunda fay hattına en uzak olan Arnavutköy ilçesine bağlı Kuzey Marmara Otoyolu’na yakın Yassıören’de şu anki depomuzu bulduk ve hızlı bir şekilde 2020 Mart ayında burayı hazırladık ve taşındık. Şu anda iştiraklerimiz ile birlikte 20 bin paletlik bir depoya sahibiz.
Firmaların kendi çalışmalarıyla depreme hazır hale gelmelerinin yanı sıra Sağlık Bakanlığı bu konularda neler yapmalı?
Sağlık Bakanlığı’nın İstanbul ve Ankara’da havaalanlarına yakın bir yerde tıbbi malzeme ve ilaç deposunun olması lazım. Bu deponun stok yapılan bir depo değil canlı bir depo olması lazım. Çünkü bu ürünlerin miatları olduğu için ürünler ziyan olmamalı. Olası bir deprem anında yakın olduğu için havayolu kullanılarak sevkiyatlar gerçekleştirilebilir. Böylesine bir depoya ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Sonrasında ilaç sektörü ve medikal sektör ile bir araya gelip ihtiyaç halinde en çok kullanılan ürünlerin belirlenmesi lazım. Bir de bizim gibi hizmet veren depolardan tecrübeli 100 kişinin belirlenip böylesine büyük bir afette her ile 10 kişinin gönderilmesi lazım. Medikal malzemelerde çok teknik ürünler oluyor. Bu ürünlerin neye yaradığı bilinmeyebiliyor. Bu sebeple tecrübeli kişilerin bu bölgelere giderek katkı sunması gerek. İlaç sektöründen, ecza depolarından ve medikal sektörden kişilerin vazifelerinin belli olması lazım. Sağlık Bakanlığı’nın bu kişilerle diyaloğa girip organizasyonu sağlaması lazım.
Deprem bölgesine tıbbi malzeme sevkiyatı nasıl gerçekleştiriliyor? Afet lojistiğinin önemi ile ilgili neler söylersiniz?
O bölgede Sağlık Bakanlığı’nı başarılı bulmamın ilk sebebi hava köprüsü de kurarak 50 bini aşkın yaralıyı İstanbul ve Ankara başta olmak üzere diğer illere sevk etmesidir. Tıbbi malzeme sevkiyatı ise yine Sağlık Bakanlığı eli ile yapılmaktadır. Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü çalışanları gelen talepleri alarak arabalar ile malzemeleri ihtiyaç yerlerine gönderiyorlar. Bizler onların çalışma ortamlarını rahatlattık. Bir süre sonra firmaların bu bölgeye sevkiyatları da düzenli bir hale gelecektir. Gaziantep’teki depo o bölgenin rahatlaması sonucunda doğru bir uygulama ile belki daha uygun bir yere taşınabilir. Hızlı ve güvenli bir sevkiyat böylesine afetlerde büyük önem taşıyor. Gözlemlediğim kadarıyla yardımlar ağırlıklı olarak; Katar, Suudi Arabistan, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelmişti. Avrupa ülkelerinden gelen yardım miktarı maalesef çok zayıftı.
Sahra hastanelerinin kurulumu deprem sırasında nasıl olmakta. Biraz bilgi verebilir misiniz?
Sahra Hastaneleri Sağlık Bakanlığı’nın izni ile kurulmakta. Hastane kurulacak yeri de Sağlık Bakanlığı belirliyor. Bakanlık Sahra Hastanesi kuracak kuruluşlara yardımcı oluyor ve hasta sevkini de ambulanslarla kendisi yapıyor. Malzemelerin dağıtılması da Sağlık Bakanlığı üzerinden olmakta. Sağlık Bakanlığı en başarılı bakanlıktı diyebilirim. Bununla da sektörümüz adına gurur duyuyorum. Sektör firmaları büyük miktarlarda malzeme bağışları yaptılar. Hızlı bir şekilde organize olduk. Bakanlık ile birlikte hareket ettik.
Olası bir İstanbul depreminde hastanelere tıbbi malzeme lojistiği konusunda neler yapılmalı?
Bize düşen bir ön çalışma yapmamız gerekliliğidir. Kahramanmaraş merkezli depremde acı tecrübeler edindik. İstanbul için ise bugünden başlayıp her türlü organizasyonu nasıl yapacağımızı, kimin ne iş yapacağının belirlenmesi lazım. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önderliğinde depo alanlarının belirlenmesi lazım. Sağlık Müdürlüğü’nün bize düşen ödevleri vermesi, bizim de bunları yerine getirmemiz lazım. Bir şeyleri yaşamadan öğrenemiyorsunuz. Ben 40 yıldır lojistik depoculuk yapıyorum. Deprem bölgesine gitmeden önce şunları yapalım dediklerimin yarısının şimdi yanlış olduğunu görüyorum. Yaşayarak öğrenilen bir şey. Eksikliklerimiz olmasına rağmen Türk halkı olarak organizasyonla hızlı hareket ederek maddi manevi bir şeyler katmada çok çok iyiyiz. Bu büyüklükte bir deprem Avrupa’da olsa daha kötü sonuçlar alınabilir, organizasyonlar sağlanamayabilir. Deprem bölgesinde bir maket bıçağının, boş bir kolinin, koli bandının, keçeli kalemin, A4 kağıdın da ne kadar önemli olduğunu gördüm. Orada bunlara inanılmaz ihtiyaç oluyor. Yardım gönderilecekse açık ürün gönderilmemeli. Gönderilen açık ürünlerin ziyan olma ihtimali çok yüksek. Kolilerin üzerine A4 kağıda o ürünlerin miadından tutun, tüm özellikleri yazılmalı. Gönderilen ürünlerinin kolilerinin Euro Palet’e uygun olması lazım. Koli bandıyla koliler sabitlenmeli ve 5 koliden bir tanesinin üstüne maket bıçağı ve koli bandı da konulmalı.
Bir de deprem olduğu zaman gümrüklerde sorunlar yaşanıyor. Deprem zamanı gümrüklerdeki tıbbi malzeme ve ilaçlara pozitif ayrımcılık yapılıp gümrükten hızlı bir şekilde çıkması lazım. Bazı cihazlar gümrükten çıkmak için prosedüre takılıyor. Böyle afetlerde ilaç ve medikal ürünlerin önceliği vardır. Bunun için de bir İhtisas Gümrüğü’ne ihtiyacımız var. Bu olursa oradaki arkadaşlar zaten donanımlı olduğu için hangi ürünlerin hızlı bir şekilde gümrükten çıkması gerektiğini biliyor olacaklardır.
Hastaneler deprem olmadan, depreme hazırlık amacıyla bir tıbbi malzeme stoğu yapmalı mı? Bir de hastanelerin depreme dayanıklılığı hakkında neler söylersiniz?
Hastanelerde belli limitler dahilinde tıbbi malzeme stoğu olması lazım. Sağlam alanlarda Sağlık Bakanlığı’na ait depolarda olmaları lazım. Son yapılan şehir hastaneleri ve özel hastanelerle birlikte çok sayıda hastane depreme dayanıklı yapıldı.
Deponuz Avrupa yakasında. İstanbul depreminde Anadolu yakasına nasıl ulaşım sağlanır. Orada da deponuz mevcut mu?
Adapazarı 2. Organize Sanayi Bölgesinde fabrikalarımızı toparlayıp depo kuracak bir projemiz var. Anadolu Yakası’na oradan servis yapmayı düşünüyoruz. Tabi bunun için de en az 3 seneye ihtiyacımız var.
Üretim konusundaki çalışmalarınızdan ve üretimlerinizden de bahseder misiniz?
İlk fabrikamız yara bantları, steril pedler başta olmak üzere 200’e yakın ürün üretmekteydi. Daha sonra COVID-19 döneminde My Medikal ile ortak kurduğumuz enjektör ve serum seti üreten Risus Sağlık firması bünyesinde günlük 3 milyon adet maske üreten bir tesis kurduk. Şu anda az da olsa üretimimiz devam ediyor. Enjektör ve serum seti üretimine başladık. Honnes’te elektrot üretimimiz var. Honnes’in içerisinde eczanelere yönelik b-goodcare kozmetik ürünleri üreten bir fabrika kurduk. b-good ve b-goodcare ürünlerimiz eczane pazarında iyi bir yer edindiler. Ulusal marketlerde Getwell markamız var. Diğer bir kozmetik markamız ise Tiny Green. Yeni bir kozmetik markamızı da yakında açıklayacağız. Yerel marketler ve zincirlerde de Sultanlar ile ortak markamız BandUff var. Medikal alanda Alpheta ve Clivex ürünlerimizin üretimi devam ediyor. Yakında sentetik alçı üreteceğiz. Başka ürünler ile ilgili de üretim planlarımız var.
2023 hedefleriniz ile ilgili neler söylersiniz?
Çapa Medikal olarak hedefimiz ürettiğimiz ürünleri yurt dışına satmak. Avrupa, Ortadoğu, Asya ve Türk Cumhuriyetleri olmak üzere 50’nin üzerinde ülkeye ihracatımız var. Hem kendi ürünlerimiz hem de OEM ürünler olarak ihracatımız bulunmakta. Yerli ve yabancı firmalara ilk 6 aylık siparişlerimizi ayarlayarak gönderdik. İkinci 6 ayın planlamasını yapacağız. Perakende ve eczane sektöründeki ürünlerimizde ise önemli ölçüde bir büyümemiz olacak. Özetle daha çok şey üretmek istiyoruz.
**medikalNEWS International Turkish Health & Medical Magazine Dergisi Mart Ayı 86. Sayısından - 2023**
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM