‘Zihinsel Disabiliti Araştırma Dergisi’ ve Birleşik Devletler Danışmanlık Grubu, Amerikan Başkanlığı Zeka Geriliği Komitesi’nin danışmanlığını yapıyor. Rosa Kanunu’na göre, zeka geriliği tanımlamasından zihinsel yetersizlik teriminin kullanılmasının geçişinde aktif rol aldılar. 8 yaşındaki Down sendromlu Rosa, arkadaşları tarafından devamlı “Zeka özürlü” diye aşağılandığı için Senatör Barbara Mikulski ve arkadaşları tarafından desteklenerek bu terimin kullanılmasına son verilmesi için çalışma başlattılar. Başarılı da oldular.
DSM-IV’e göre (2004), zihinsel engellilik tanısının en önemli bileşeni normalden düşük seviyede zihinsel fonksiyonlar: Kişinin bireysel uygulanmış IQ testinde puanın yaklaşık olarak 70 ya da altında olması ve uyum fonksiyonlarında rol oynayan becerilerden en az ikisinde anlamlı derecede kısıtlamaların söz konusu olması:
1-İletişim,
2-Özbakım,
3-Evde yaşam,
4-Sosyal/kişiler arası ilişkiler,
5-Toplumsal kaynakların kullanımı,
6-Kendini yönetme,
7-Fonksiyonel akademik beceriler,
8-İş, 9-Boş vakit,
10-Sağlık ve güvenlik.
Zeka genelde sabit
Cheng ve arkadaşları, 1.5-2 yıllık bir zaman aralığında hem öğrenme güçlüğü olan hem de normal çocukların WISC-R’ın Çin versiyonundaki sözel, performans ve toplam IQ puanlarının sabit kaldığını gözlemlediler. Streissguth ve arkadaşları, fetal alkol sendromu olan hastaların IQ puanlarının 8 yıllık test ve tekrar test aralığı boyunca sabit kaldığını açıkladı.
Haddad ve arkadaşları, ayrıca Kaye, öğrenme bozukluğu olan çocukların üç yıllık bir zaman aralığında sözel IQ puanlarının düştüğünü ancak performans IQ puanlarının yükseldiğini açıkladılar. Spitz, gelişim geriliği ve/veya kültürel açıdan dezavantajlara sahip olan çocukların IQ’larını yükseltmeye yönelik çalışmaların tarihçesini inceledi. Bu çabalar, erken müdahaleyi ve Head Start gibi destek eğitim programlarını, davranış değiştirmeyi, tıbbi ve beslenmeye yönelik müdahaleleri, çeşitli duyumsal ve motor terapileri içerdi. Bu müdahalelerin hiçbirinin IQ skorlarını yükseltme yönünde kaydadeğer bir etkisi olmadığı sonucuna vardı.
Neurofeedback’le zeka artabiliyor
Halbuki, DEHB ve öğrenme bozukluğu konusunda yayınlanmış araştırmalarda, neurofeedback tedavi öncesi ve sonrasındaki IQ değişiklikleri ölçüldüğünde ortalama 9-23 puan kadar bir yükseliş kaydedildiği görüldü. IQ puanlarının genel olarak sabit olduğunu ve kolay işlenemediğini göz önüne alırsak, dikkat sorunları, nörolojik hastalıklar ve öğrenme bozuklukları bulunan çocukların neurofeedback sonrası IQ puanlarındaki bu gelişmelerin özellikle dikkat çekici olduğunu söyleyebiliriz.
Tedavide yeni umut
2010 yılında neurofeedback yönteminin zeka geriliğinde dünyada ilk klinik vaka çalışması olarak benim ve arkadaşlarımın yaptığı araştırmanın başarılı sonuçları, ‘Clinical EEG’ ve ‘Neuroscience’ dergisinde yayımlandı. Yaşları 7-16 arasında değişen zihinsel engellilik teşhisi almış (hafif ve orta derece) 23 çocuktan 19’u, QEEG uygulamalı neurofeedback tedavisi sonrası WISC-R zeka testinde ortalama 7 puan zeka artışı ve TOVA dikkat testlerinde anlamlı derecede ilerleme gösterdi. Bu çalışmanın sonuçlarını, ileride bu konuda yapılabilecek araştırmaları teşvik etsin diye yayımladık.
2011’de Hollanda’dan Breteler ve arkadaşları, hafif derecede zeka geriliği olan 26 çocukta neurofeedback sonrası dikkat ve konsantrasyonlarında artış olduğunu ortaya çıkardı. 2012’de Hong ve arkadaşları, 27 zeka geriliği olan çocukta yaptıkları araştırmada, neurofeedback’in çalıştığını gösteren ilk plasebo kontrollü çalışmayı yaptı. Her iki çalışma da ‘Journal of Neurotherapy’de yayımlandı.
MİLLİYET
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM