Türkiye florası zengin bir flora
Türkiye florası zengin ve çeşitlidir. Tarih boyunca medeniyetlerin geçiş yeri olması floranın zenginliğinin ifadesidir. Biz üç fitocoğrafik bölgenin kesişimindeyiz. Tıbbi ve aromatik bitki ihracatında yılda 100 milyon dolar gelir elde edilmektedir. Sadece kekik, defne ve adaçayı ihracatından 60 milyon dolar gelir elde edilmektedir.
En büyük morfin üreticisiyiz
Türkiye dünyanın en büyük morfin üreticisidir. Afyon-Bolvadin’deki fabrikada afyon alkaloitleri üretimi yapılmaktadır. 1974 yılından sonra afyon üretimi yasaklanmıştır. Bu nedenle fabrikada morfin üretimi yapılmaktadır. Eskiden standart Türk afyonu üretilmekteydi. Artık köylü yetiştirdiği haşhaşın tohumlarını alarak toprak mahsulleri ofisine veriyor.
Gülün yeri bambaşka
Gül çiçeklerin kraliçesidir. Gül hakkında bilinmeyen her şeyi içine alan bir makale hazırladık ve Amerika’da yayımladık. Gülün Türkiye için büyük bir önemi vardır. Rosa damascena bir hibrit türüdür. Bu hibritin iki ebeveyni de Türkiye türüdür. Rosa gallica ve Rosa phoeniana türleri bu melezi oluşturan türlerdir. Gülün tarihi de çok eskidir. Baktığınızda Dioscorides gülden ve gül yağından bahsetmektedir. Ancak o zamanlarda bahsedilen gül yağı distilasyonla elde edilen bir yağ değildi. Midas Pers saldırısına uğradığında Makedonya’ya kaçarken yanında güllerini de götürüyor. Bence Midas’ın güllerinin bir kısmı Eskişehir Çifteler Hanası (Mahmudiye)’de yaşıyor. Orayı Midas’ın sarayının bahçesi diye düşünüyorum. zira oradaki güllerin adının “Kral Gülleri” oluşunun sebebini buna bağlıyorum.
Kekik bildiğim en zararsız türlerden
Kekik de yine Türkiye için oldukça önemli bir türdür. TÜBİTAK dergisinde “Her derde deva Kekik” diye bir yazı yazdım. 20 yıldır kekikle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Daha bir kekik türünün zararlı etkisine rastlamadım. Hep faydalı etkisine rastladım. Kekik ülkemizin en önemli yabani ürünüdür. Türkiye de dünyanın önemli bir kekik üreticisidir. Yabancı bir yazar bir makalesinde “Türkiye kekiği en kaliteli ve en temiz kekiği satan ülkedir” demişti. Kekik oldukça kompleks bir bitkidir. Kekik gibi kokan tüm bitkilere Anadolu’da kekik deniliyor. Origanum, Thymus, Thmbra, Coridothymus ülkemizde kekik olarak adlandırılır. Origanum minutiflorum Türkiye için endemik bir kekiktir. Bu tür için Orman Bölge Müdürlüğü’nün her yıl bir kekik toplama zamanı belirlemesi ve bunun belli standartlarda olması sebebiyle türün nesli tükenme tehlikesi yaşamıyor. Ülkemizden ihraç edilen türleri ise yine Origanum türleridir. Bu da kekik suyu imalatında kullanılır. Bu üretilen suyun içinde ise binde bir oranında uçucu yağ var ve %70-80’i karvakroldür. En önemli özelliklerinden birisi ise sindirim sistemini regüle etmesidir. İçinde paramenthendroller var ve bunlar kekik yağında bulunmamaktadır.
Adaçayı muhteşem zenginliğimizin bir parçası
Adaçayı türlerimizin yarısı endemiktir ve Türkiye bu açıdan oldukça zengindir. Adaçayı mazı bağlar ve bu mazı uzaktan bakıldığında elmaya benzer. Bunun yağına elma yağı, çayına da elma çayı derler. Rahim kaslarını uyardığı ve süt salgısını azalttığı için hamilelerin kullanması uygun değildir.
Nane geleneğimizde sık rastlanan bir tür
Nane bizim için tarımı yapılan bir bitkidir. Türkiye’de Mentha türleri yetişmektedir ancak içinde mentol bulunmamaktadır. Osmanlılar zamanından bu yana nane bizim kültürümüzde yaygın olarak bulunmuştur. Hatta Osmanlılar zamanında filiskin suyu olarak satılan içeçek Mentha pulegiumdan yapılmaktaydı.
Defneden sabun yapımında çok faydalanılıyor
Defnenin çok hoş aromatik bir meyvesi vardır. Köylüler bunu suyla kaynatır ve suyun üstünde bir yağ toplanır. Gar yağı denilen bu yağdan sabun yapılır. Yapraklarında uçucu yağ varken meyveleri sabit yağ taşır. Defne sabunu son derece iyi köpüren bir sabundur.
Sığala efsanelerini bırakın
Sığala yağı yaşayan bir efsane gibi anlatılır. Fransa’da bir yerde sığala yağını distilasyonla elde ettiklerini gördüm. Çıkan reçineyi ise atıyoruz dediler. Kitaplarda yazılanlarla gerçekler bu hususta ne yazık ki çok farklıdır. Bana kalırsa biz ülkemizdeki sığalalara hiç dokunmayalım ve ormanlarımız ömür boyu devam etsin. Ağaçlardan reçine eldesi için yaraladığımızda o ağaçlara zarar veriyoruz. Bununla ilgili bir de anımı anlatayım. Kurtsan ilaç günlük sabunu üretiyor ve bana bunun Muğla taraflarında satılmadığını söylemişlerdi. Ben de oradaki insanların günlüğü ölü evlerinde tütsü olarak kullandıklarını söyledim. Buralarda duymaya aşina oldukları bir kokuyu sabun olarak sevdiremezsiniz dedim. Bunu duyduklarına oldukça şaşırmışlardı.
Ayşe Esra GÜLER
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM