Öncelikle Tıbb-ı Nebevi'nin kelime yapısıyla ilgili ufak bir bilgi vermekte fayda var. Arapça'dan gelen bu kelimede 'tıb' hecesi -mak,-mek mastar ekidir. Tıbb-ı Nebevi, "Peygamber Tıbbı" anlamını karşılamaktadır. Tıbb-ı Nebevi'yi biraz daha açıklamak gerekirse; "peygamberimizin bizzat uyguladığı ve ümmetine tavsiye ettiği tedavi yöntemleri"dir.
Bu yöntemlerden bir çoğuna hadisler yolu ile ulaşabilmekteyiz. Fakat Arapça çeviri incelik isteyen bir mesele olduğu için ve kaynakların telifinden yüzlerce sene geçmiş olduğundan dolayı her kaynağa güvenemeyiz. Önümüze çıkan herhangi bir bilgiyi Tıbb-ı Nebevi uygulaması olarak görüp, sünnet yerine de kabul edemeyiz. Öncelikle ayrıntılı bir araştırma ile güvenilir kaynakları seçmekte fayda vardır. Sizlere bu şekilde edindiğimiz bilgilerden bazılarını aktarmak isterim.
- Bir hadise göre peygamberimiz: "Üç şeyde şifa vardır (başkasında yok anlamında değildir): Hacamat, bal şerbeti ve dağlama; fakat dağlamaktan hoşlanmam.” buyurmaktadır. (Buharî, Tıp, 3-4) Dağlama acı veren bir tedavi olduğu için yine bir takım hadislerde, sonradan peygamberimiz tarafından yasaklandığı da söylenmektedir. Günümüzde ise böyle bir yöntem söz konusu değildir. Ayrıca bal şerbeti ishal hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır.
Peygamberimiz öncelikle temizliğe önem vermiştir. Yemekten sonra ağzın temizlenmesini, abdestte misvak kullanılmasını tavsiye etmiştir.
Bulaşıcı hastalıklar konusunda ise hastaların bulunduğu yerden uzaklaşmaması, sağlıklı insanların ise hastalığın mevcut olduğu bölgeye girmemesi gerektiğini buyurmuştur. ( Karantinanın önemini buradan da anlamaktayız.)
Günümüzde az da olsa bazı insanlar doktora tedavi olma konusuna soğuk bakmaktadırlar. Peygamber efendimiz bu konuda "tedavi olunuz, Allah hastalıkların çaresini vermiştir" buyurmaktadır. Haram olan ürünlerle tedaviyi ise kesinlikle yasaklamıştır. Yine tedavi amaçlı olarak bir hayvanın öldürülmesinin doğru olmadığını buyurmuştur.
Yemekten doymadan kalkmak, zararlı şeyler yememek, acıkmadan yemek de uygulanması gereken faydalı konular arasında görülmüştür.
Şunu da unutmamalıyız ki; bir rahatsızlık olmamasına rağmen yani ihtiyaç yokken, peygamberimizin uyguladığı bir takım tedavi yöntemlerini uygulamak sünnet yerine geçmemektedir.
Konuya daha geniş bakarak İslami Tıp başlığını kullanabiliriz. Bu başlık Tıbb-ı Nebevi'yi de kapsamaktadır. İslami Tıp konusunda ayetlerden ve hadislerden faydalanmaktayız. İslam alimleri hem peygamberimiz zamanındaki uygulamalardan hem de daha eski dönemlerden gelen tedavi yöntemlerinden faydalanmışlardır.
İslami Tıp maddi ve manevi olarak iki çeşide ayrılır.
Manevi kısım 'dua'dır. Cebrail aleyhisselam, peygamber efendimize "sana bir tedavi öğreteyim mi" diyerek, ona dua öğretmiştir. Elbette bu kısım büyük ölçüde insanların maneviyatlarındaki samimiyete de bağlıdır.
Maddi kısımda ise bitkisel ilaçlarla olduğu gibi, maddi boyutta uygulanan tedavi yöntemlerini görmekteyiz.
Mantar suyunun göze şifa olduğu, sena otu ve küstüm otunun kabızlık konusunda fayda sağladığı, yüksek ateşin düşürülmesi için bir bez yardımıyla sıcak su kullanılması; verebileceğimiz örneklerden birkaçıdır.
İslami Tıp'ta gördüğümüz birçok uygulamanın günümüzde modern tıpta kullanıldığını biliyoruz. Bu yüzden yeni tedavi yöntemleri bulma konusunda başvuracağımız en önemli uygulamalar İslami Tıp'ta uygulanmış olan tedavilerdir.
Mustafa MELİKOĞLU
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM