İlk olarak 2003'te Güney Asya'da ortaya çıkan ve Ocak 2006'da Türkiye'de görülen kuş gribinin, geçen günlerde Balıkesir'in Bandırma ilçesi Edincik Mahallesi'nde ortaya çıkmasının ardından, uzmanlar, alınacak tedbirler hakkında bilgi verdi.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Erişkin Bağışıklama Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Esin Şenol, şu an için kuş gribinin halk sağlığını tehdit etmediğini vurguladı.
''Bunun yayılma riski çok düşük. Tavuk eti ve yumurta tüketilmesi risk oluşturmuyor'' diyen Şenol, bu virüsün gıda kaynaklı olmadığını ifade etti.
Şenol, ''Hastalığın görüldüğü bölgelerde oturanlara, özellikle tavuk etinin 70 derecede pişirildikten sonra, yumurtanın da katı tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Kanatlı hayvanların et ve yumurta gibi ürünlerinin tüketilmesi öncesinde, bunların yıkanması ve iyice pişirilmesine dikkat edilmeli'' bilgisini verdi.
Endüstriyel tavuk ve ürünlerinde bu riskin bulunmadığına işaret eden Şenol, panik yaratılmasının doğru olmadığını ancak tedbirli davranılması gerektiğini kaydetti.
Evlerinde kuş besleyenlerin endişe taşımaması gerektiğini söyleyen Şenol, ''Risk oluşabilmesi için evcil kuşların, mutlaka yabani kuşlarla temas etmesi gereklidir. Bu nedenle risk söz konusu değil'' diye konuştu.
Türkiye'nin kuşların göç yolunda bulunması nedeniyle bu hastalık açısından her zaman risk altında olduğunu anlatan Şenol, ''Tedbir olarak kuş gribi tanımlanmış çiftlikler, karantinaya alınmalı. Bunun yanı sıra karantinanın dezenfeksiyonuna özen gösterilmeli, ölü hayvanların taşındığı araçların temizliğine dikkat edilmeli ve ölü hayvanlar mutlaka uygun şekilde yok edilmeli'' dedi.
Prof. Dr. Şenol, bu hastalık konusunda insandan insana kısıtlı geçiş olduğunu düşündüklerini, şu anda Türkiye'de buna ilişkin bilginin bulunmadığını belirtti.
''Hastalığın koruyucu aşısı yok''
Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Bilir ise kuş gribini ''H5N1'' kodlu virüsün meydana getirdiğini söyledi.
Hastalığın, göçmen kuşların Türkiye üzerinden geçtiği ilkbahar sonu ve yaz başlangıcında ortaya çıktığına dikkati çeken Bilir, şunları kaydetti:
''Göçmen kuşlar ülkemizde başlıca iki ana yol izlemektedir. Bunlardan birisi Trakya Bölgesi'nden giriş yapılan ve Batı-Orta Anadolu güzergahıyla Çukurova üzerinden Akdeniz'e, oradan da sıcak ülkelere doğru izlenen yoldur. İkinci yol ise Kafkaslar ve Karadeniz üzerinden giriş yapılan, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu boyunca seyredip Akdeniz-Suriye-Irak istikametinde izlenen yoldur. İzlenen bu yol üzerinde bulunan bölgelerimizde, hastalığın görülme olasılığı daha fazla olabilir.''
Kuş gribinin insanlara, hasta hayvanların salyası, burun akıntısı ve dışkısıyla temas sonucu bulaşabileceğini anlatan Bilir, hastalığın insanlardaki başlıca belirtilerinin yüksek ateş, halsizlik, öksürük, boğaz ve adale ağrısı olduğunu dile getirdi.
Hastalığın etkili koruyucu aşısının bulunmadığını kaydeden Bilir, tedavi amacıyla antiviral ilaçların kullanılmasının yarar sağladığını söyledi.
Tedavi için mutlaka doktor tavsiyesi alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Bilir, şu ifadeleri kullandı:
''Hastalığın önlenmesi bakımından, hastalıklı hayvanların bulunduğu bölgeden uzak durulmalı, hasta hayvanlarla, özellikle salya, burun akıntısı gibi salgılarıyla temastan kaçınılmalıdır. Temas olasılığı olduğunda el ve vücudun sabunla iyice yıkanması gerekmektedir. Olanak varsa dezenfektan kullanılarak el temizliği yapılmalıdır. Mesleki olarak kanatlı hayvanlarla teması olan kişiler, vücutlarını örten koruyucu önlük giymeli, eldiven, maske gibi koruyucu araçları kullanmalıdır.''
Kaynak : AA
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM