Bu sıvının büyük bir bölümü hücrelerin içinde bulunur ve hücre içi sıvı (intraselüler sıvı) adını alır, üçte biri ise hücre dışındaki alandadır. Ve hücre dışı sıvı (ekstraselüler sıvı) olarak isimlendirilir.
Hücrenin temel sıvı ortamı sudur ve yağ hücreleri hariç olmak üzere birçok hücrenin %70-85 i sudan oluşmaktadır. Birçok hücresel kimyasallar suda çözünmüş durumdadır. Diğer maddeler suyun içersindeki parçacıklar halinde süspanse olmuştur. Kimyasal reaksiyonlar erimiş kimyasalların arasında süspansiyon halindeki parçacıkların veya zarların yüzeyinde gerçekleşir.
Vücudun yarısından fazlasını oluşturan su, günlük olarak iki kaynaktan sağlanır:
1)sıvı olarak veya besinler içinde alınan suyun günlük katkısı normalde 2100 ml’dir.
2) karbonhidratların vücutta oksidasyonu sonucu sentezlenen su ile günde 200 ml kadar su elde edilir.
Böylece günlük alınan su miktarı günlük 2300 ml kadardır. Bireyler arsında sıvı alımı oldukça farklılık gösterir. Hatta aynı kişide iklime, alışkanlıklara, fiziksel aktiviteye bağlı olarak değişik günlerde alınan sıvı miktarı değişir.
Su; vücutta taşıyıcı göreve sahiptir hücrelere besin ve oksijen taşır metabolik atıkların uzaklaştırılmasını sağlar. Ayrıca vücut sıcaklığının düzenlenmesinde (vücudu serin tutma ve ısı izolasyonunda ), yeteri kadar tüketildiğinde cildin yumuşak parlak ve esnek olmasını ( bu genç kalmak demek), emziren annelerde sütün artmasını, zinde ve dinç kalmada ( serum 0.09’luk NaCı su çözeltisidir –acillerde sık kullanılır)…
Vücut için böylesine hayati önem taşıyan yapısal madde suyun vücutta belli bir dengede alım ve atımı için (homeostasi için elbette ) vücutta çeşitli kompansatuar mekanizmalar vardır.
Sıvı alımı için en önemli uyaranlardan biri susama merkezlerinde intraselüler dehidratasyona yol açan artmış ekstraselüler sıvı ozmolaritesidir, bu yolla susama hissi uyarılır. Ayrıca ess hacminde ve arteryel basınçtaki azalmalar bağımsız bir yolla susamayı uyarır. (ozmolarite değişmediği halde)ayrıca kardiyopulmuner sistemdeki baroreseptörler ve böbrek üzerinde etkili anjiyotensin 2 hipovolemi ve düşük kan basıncı ile ilişkili durumlarda sıvı atılmasını azaltıcı diğer etkileri ile kan basıncını ve hacmini normale dönmesini sağlar.
Bunlardan başka ağız ve özefagus müköz membranlarının kuruluğu susama hissini ortaya çıkarabilir. Ayrıca gastrointestinal ve faringeal uyarılar da susamayı etkiler.
Susama için eşik değer sodyum konsatrasyonu 2 mEq/L kadar normal değerin üzerine çıktığı zaman su içme isteğine sebep olan susama mekanizması aktive olur.bu su içmek için eşik değerdir.su buharlaşmayla akciğerlerden gastrointestinal kanaldan terleme ve buharlaşma yoluyla deriden de kaybedilir.metabolizma sonucu oluşmuş veya dışarıdan alınan erimiş maddeleri atmak için kişi dehidratasyonda olsa bile böbrekler en azından bir kısım sıvıyı sürekli atmak zorundadır.
Bazı su kayıpları ise kesin bir şekilde düzenlenmez. Normal koşullarda solunum sisteminden ve deriden buharlaşma yolu ile 700 ml’lik devamlı sıvı kaybı olmaktadır. Bu su kaybı gizli su kaybı olarak bilinir. Deri yolu ile oluşan gizli su kaybı terlemeden bağımsızdır günlük ortalama 300-400 ml kadardır.
Bunu haricinde terle sıvı kaybı normalde günlük sadece 100 ml( çok sıcak hava veya aşırı egzersizde 1-2 litre kadar olabilmektedir), feçesle normalde 100 ml, böbreklerden idrar hacmi dehidrate ise 500 ml çok fazla miktarda su içilmişse 20 litreye kadar da çıkabilir…
Sonuç olarak su; hem intraselüler hem de ekstraselüler sıvının önemli bir yapısı ve vücut yapısının yarısından fazlasını oluşturduğu dikkate alındığında günlük su kayıplarını kompanse etmek için sıvı yiyeceklerden ziyade( kola, çay, kahve vs.) özellikle tek başına suyun alınması sağlık açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle su kaybının fazla olduğu yaz günlerinde dengeyi koruyabilmek ve zinde kalmak için günde 2-2,5 litre su içmek gerekiyor.( bu 8 defa 250 ml lik bardak su demek). Çay kahve gibi osmolariteyi yükselten sıvı yiyecekler daha fazla su almamızı gerektiriyor. (sahurda içilen çaylara dikkat!) sağlığımız için özellikle yaz aylarında ve diğer zamanlarda da yanımızda şişede su bulundurup sık sık yudumlamak ve susama hissi olmadan da su içmeyi alışkanlık haline getirmek kaybı önlemek ve sağlığı zinde tutmak için büyük avantaj tabi ki sağlıklı pet şişelerden olması koşuluyla !!!
KAYNAKLAR:
1)GUYTON &HALL TIBBİ FİZYOLOJİ
2)sağlıkaktüel.com
3)enkisa.org
Muhammed Uğur POYRAZ
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM