Oysa bu yöntem, erken teşhisi ve 'asgari invazif' müdahale ile kanser tedavisini mümkün kılıyor.
Radyoloji (tıbbi görüntüleme) alanındaki gelişmeler, kanser teşhis ve tedavisinde son yılların en önemli ilerlemesi olarak kabul ediliyor.
CT (bilgisayarlı tomografi), MRI (emar, manyaetik rezonanslı görüntüleme) ya da PET (nükleer tıbbi görüntüleme) gibi görüntüleme yöntemleri, küçük tümörlerin tespit ve teşhisini mümkün kılıyor.
Kanser tedavisinde uzun süre cerrahi, ilaç, radyasyon gibi bazı temel yöntemlerini uygulandı; fakat küçük çaplı kanserlerin radyolojik görüntüleme yöntemiyle teşhisi, başka yöntemlerin de kullanılması gerektiğini gösteriyor.
Küçük tümörleri olduğu yerde ve aynı sonucu alacak şekilde, geleneksel cerrahinin maliyet ve komplikasyonlarına yol açmadan tedavi etmek mümkün mü?
Büyük ilaç firmalarının hastaya özgü ve özel hedef gözeten ilaçlarla ilgili başarılı reklam kampanyalarında, en az müdahaleyi gerektiren tedavi yöntemlerindeki gelişmelere ne kadar az yer verildiğini görmek çok çarpıcı.
Müdahale içeren radyoloji kapsamında gelişen bu alan, bir zamanlar yapılan açık ameliyatlardan, daha sonra ufak bir yarık yoluyla (laproskopik) ameliyata, bugün ise "iğne deliği" ya da görüntü eşliğinde ameliyata evrilmiş bulunuyor.
Bugün kanser radyolojik görüntüleme ile teşhis ediliyor ve tedavi açısından da en az müdahale gerektiren yöntemlerin uygulanması bakımından en iyi yöntem bu.
Böylece, en azından küçük tümörler için hastanın vücudunu kesmek ya da tüm vücudu gereksiz yere kemoterapiye tabi tutmak gerekmiyor.
Müdahaleci onkolojide son 20 yılda kaydedilen gelişmeler arasında, kanserli tümörleri yerinde tahrip eden doku eritme teknolojisi önemli yer tutuyor. Bu işlem, radyo frekanslı eritme (ısı yoluyla kanser hücrelerini öldürme), mikrodalga eritme (elektromanyetik dalgalar yoluyla) ya da doku dondurma yoluyla yapılıyor.
Bu yöntemin küçük çaptaki akciğer, karaciğer ve böbrek kanserlerindeki artan etkisine ilişkin epeyce yazı yayımlandı.
Küçük böbrek kanseri vakalarında görüntü eşliğinde doku dondurma yöntemine ilişkin yeni bir araştırma yayımladık.
Ortalama 20 ay boyunca takip edilen 147 hastanın sadece birinde kanserin yeniden ortaya çıktığı görüldü.
Yani bu yöntemle elde edilen sonuç, geleneksel cerrahi yöntemleri kadar etkili olabiliyor. Üstelik bu sonuca çok daha az masraf, daha kısa hastanede yatma süresi ve daha az komplikasyonla ulaşılıyor.
Daha sonra ise karaciğer tümörlerine, damar tıkama yoluyla madde enjekte etme anlamına gelen kemo-embolizasyon yoluyla hedef gözeten ilaç tedavileri ya da görüntü yardımlı radyo-embolizasyon tedavisi uygulanabiliyor.
Embolizasyon, bütün vücuda uygulandığında kaldırılamayacak yoğunlukta olan ilaç ya da radyasyonun hedef bölgeye uygulanmasını mümkün kılıyor.
Bu tekniklerin kullanılması radyolojik görüntüleme sayesinde oluyor ve bu yolla küçük kanserlerin tespiti yönünde önemli adımlar atılıyor.
Fakat bütün bunlar hem kamuyounun dikkati hem de ulusal kanser araştırmaları açısından, büyük ilaç şirketlerinin finanse ettiği ilaç deneylerinin gölgesinde kalıyor.
Oysa gelecek vaad eden bu alana daha fazla yatırım yapılmasını talep etme zamanı geldi.
Dr. David Breen, Southampton Üniversite Hastanesi, BBC TÜRKÇE
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM