Dr. Mahmut TOKAÇ
Geçtiğimiz günlerde bir gazetede Medipol Üniversitesinden bir mesai arkadaşımın “Milli İlaçta Trenin Son Vagonu Kaçmasın” başlığı altında hazırladığı bir sayfada bana atfen yazılmış olan ifadeler dolayısıyla TİTCK yöneticisi arkadaşlarımın kırıldığını öğrendiğimde yaşadığım üzüntümü tarif edemem. Birçoğu ile Genel Müdürlüğüm döneminde birlikte çalıştığım, daha sonrasında çalışmalarını yakından takdirle takip ettiğim arkadaşlarımı üzecek bir davranışı asla kendime yakıştıramam.
Sayfa editörü arkadaşım beni birkaç defa arayarak uygun olduğum bir zamanda görüşmek istediğini bildirmesine rağmen uygun olamamıştım. Son gün akşamüzeri arabamla eve dönerken arayıp zamanının kalmadığını söyleyince, yoğun trafikte zorlansam da direksiyon başında kulaklık marifetiyle konuşarak sorularını cevaplamak üzere bazı şeyler söylemeye gayret ettim. Daha sonra beni arayarak hangi cümlelerimi alacağını beyan etti. Açıkçası aldığı cümleler tamamen benim cümlelerim olmakla birlikte bütünlük içinde olmayınca sanki arkadaşlarımı suçlamışım gibi bir anlam çıkmaya müsait hale gelmiş. Ben sayfayı ancak TİTCK ziyaretimde yönetici arkadaşlarımın sitemleri üzerine görebildim ve kastetmediğim anlamın çıkartılabilecek olduğunu o zaman görebildim.
Öncelikle başta Hakkı Gürsöz başkanım olmak üzere TİTCK yöneticisi arkadaşlarımın çalışmalarını yakından takip ediyor ve elimden geldiğince hem kişisel hem de İVEK Vakfı adına destek olmaya gayret ediyorum. Henüz yeterince adım atılamadığını söylediğim konu olan yerelleşme konusundaki adımlarından da haberdarım. Benimle paylaştıkları haliyle süreç henüz birkaç ay önce başlamış olmasına rağmen Yerelleşme projesi Faz-1 ve Faz-2 aşamalarında firmalardan toplam 230 adet yerelleşme taahhüdü alınmış. Bu taahhütlerden Kuruma 53 başvurudan 21 tanesi ruhsatlandırılırken taahhütler dışında da ithalden imale geçiş başvurusu yapılan 39 üründen 21’i ruhsatlanmış. Diğerlerinin incelemeleri ise devam etmekteymiş. Firmaların ilk iki aşamada ithalden imale geçiş başvuruları için verilen süreleri 2018 ortalarında sonlanacak olmasına rağmen bu kadar hızlı yol alınması sevindirici. Bundan sonra diğer aşamalar da gerçekleştirildiğine toplamda 6 Milyar liradan fazla ilacın yerelleşmesi sağlanmış olacak.
Benim kastettiğim, yerelleşmesi gerçekleşen ithal ürünlerin SGK ödeme listelerinden çıkartılması aşamasıdır ki TİTCK’daki arkadaşlar bu konuda da SGK ile mutabık kaldıklarını ve yerelleşmesi tamamlanan ürünlerin ithallerinin ödenmesinin durdurulacağını öğrenmiş oldum. Bu da sevindirici bir durum. Her iki kurum yetkililerini tebrik ediyorum.
Benim sözünü ettiğim diğer bir husus da fiyat politikalarının yerli üreticiyi teşvik edecek şekilde uygulanmadığı idi. Burada da TİTCK yetkililerini suçlamam asla mümkün değildir. Çünkü onların uyguladığı İlaç Fiyat Kararnameleri, 2004 yılında benim mimarı olduğum kararnamenin devamıdır ve ben o kararnamenin arkasındayım. Yanlış olan 2009 yılından bu yana EKK kararlarıyla (EKK 5 Bakanlığın katılımıyla oluşturulan Ekonomi Koordinasyon Kuruludur.) yüksek ıskontolarla yerli üreticilerin artık ilaçlarını üretemeyecekleri kadar SGK alım fiyatlarının düşürülmesidir. Buna hep itiraz ettim ve etmeye de devam ediyorum. Gerçi son zamanlarda bir nebze de olsa düzelme olsa da henüz istenilen seviyede değil. Eğer milli ilaç hedefine ulaşmak istiyorsak devlet olarak daha fazla destek olmalıyız.
Bu itibarla kastetmediğim şekilde yanlış anlam çıkartılabilen beyanlarım dolayısıyla üzdüğüm TİTCK yöneticisi arkadaşlarımdan özür diliyorum. Kendilerine ayrıca açık yüreklilikle bana duygularını aktararak yanlış anlaşıldığımı fark etmemi sağladıkları için de teşekkür ediyorum. Kendilerinin başarılarından duyduğum mutluluğumu her zaman belirttiğim gibi ifade ediyor, onların başarılarının devamı için hem fiilen hem de dualarımla destek olmaya devam edeceğimi bildiriyorum.
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM