Oruç, niyet ettikten sonra tanyerinin ağarmaya başlamasından itibaren akşamleyin gün batıncaya kadarki süre içinde yememek, içmemek ve karı-koca ilişkisinde bulunmamaktır. Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh’ın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Oruç tutunuz, sağlıklı olursunuz.” (et-Tergib ve’t-Terhib, 2:83)
Orucun insan hayatı üzerine sayısız faydaları vardır. Oruç beden sağlığımız için en güzel ilâç, maddî ve manevî bir perhizdir. Ramazan ayında oruç sayesinde insan perhize alışıyor, emir dinlemesini öğreniyor. Ramazan ayında oruç tutmak fiziksel ve zihinsel sağlığımıza büyük ölçüde katkı sağlıyor. Bedenimizi ve irademizi disipline sokan oruç, açlık sınırında olan insanları daha iyi anlamayı ve gün içerisinde hoşgörü ve nezaket ile hareket etmeyi öğretirken, bize(psikolojik olarak) ne kadar tam tersiymiş gibi gelse de beynimizin de daha pratik çalışmasına olanak sağlıyor.Sindirimle zaman harcamayan vücudumuz, öğrenme, algılama ve hafıza yeteneğine daha fazla odaklanıyor.Bize sabırlı olmamızı öğretiyor,merhamet ve yardımlaşma duygularımızı kabartıp hiç şüphesiz ahlakımızı da güzelleştiriyor.
Konuyu biraz daha sağlık yönüne çevirecek olursak; Hücre yenilenmesini artıran oruç, kansere yakalanma riskini azaltıyor, yaşlanmayı geciktiriyor, algı ve öğrenme seviyemizi maksimuma çıkarıyor.
Peki, herkesin oruç tutması mümkün mü? Ya da uygun mu? Hiç şüphe yok ki toplumumuzda herkes yeterince sağlıklı olamayabiliyor. Tabi bu durum bazı zamanlarda ve kişilerde oruç tutmaya engel olduğu gibi bazı şartlarda da gerekli tedbirler alındığında oruç tutmanın mümkün hale gelebildiğini gösteriyor.
Kan şekeri sık sık normalin altına (<60-70 mg/dl) düşenler, Hipoglisemilerini fark etmeyen hastalar, Kan şekeri düzeyleri iyi ayarlanmamış hastalar, Ramazan ayından hemen önceki dönemlerde diyabet koması atlatmış, hikâyesi olan hastalar, Tip 1 diyabet hastaları, Mide veya onikiparmak bağırsağında ülseri olanlar, Kronik böbrek yetersizliği olan ve/veya diyaliz tedavisi gören hastalar, Gebe diyabetliler, Yalnız yaşayan diyabet hastaları, Yaşlı diyabet hastaları oruç tutmaları yüksek risk taşıyan hastalar grubuna girer. Bu tür kronik hastalığı olanlar hekimlerine danışarak oruçlarını tutmaları tavsiye ediyorum.
Gerek sağlıklı bir birey, gerekse kronik bir rahatsızlığı olan bireyler Ramazan ayını daha rahat bir şekilde geçirmek istiyorsa şu ilkelere dikkat etmelerini tavsiye ediyorum: Kullandığınız ilaçların programını iftarda ve sahurda alınacak şekilde hekiminize danışarak yapın.İftar ve sahur arasında ‘az’ ama ‘sık’ yeme ilkesini uygulayın. Yani, sahur ve iftarda iki ‘ana’ öğün, iftardan sonra 1-1,5 saat arayla bir veya iki kez ‘ara’ öğünler yiyin. Yiyecek seçiminde; ekmek, pide, hamur işi yiyecekler, pirinç pilavı, makarna, patates ile şekerli yiyecekler gibi hiperglisemiye davetiye çıkartan basit karbonhidratları azaltın. Süt, peynir, yoğurt, yumurta, zeytin, sebze, kepekli ekmek veya ızgara tavuk gibi ‘proteince zengin’ besinleri ve domates, salatalık ve meyve çeşitlerinin bulunduğu ‘kahvaltı biçimi’ beslenmeyi tercih edin. Çorba, sebze ve zeytinyağlı yemekleri tüketmeyi asla unutmayın. Gün içerisinde aşırı acıkma sorununuz varsa kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi protein yönünden ağırlıklı besinleri tüketin. Protein içeren besinler, midede daha uzun süre kaldığı için, uzun süreli tokluk sağlayacaktır. Uzun süre susuz kalınca, böbrekler bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Şeker hastalığının en çok zarar verdiği organlardan birisi olan böbrekleri korumak için iftar ile sahur arasında en az 2 litre (10 -12 su bardağı) su için. Gün içerisindeki susuzluğunuzu giderecek bir diğer önemli içecek olan sodayı ihmal etmeyin. Yemek sırasında çok su tüketmeyin. Çünkü midede bulunan fazla su, mide asidini sulandırarak hazmı zorlaştırabilir. Yemeğin hemen üzerine de çok su içmeyin. Bu durum da hazımsızlık ve şişkinliğe neden olabilir. Suyu birden ve hızlı şekilde içmeyin. Bu şekilde su tüketimi midebarsak sistemindeki ani genişlemeye bağlı olarak, kan basıncında ani düşüklük(hipotansif durum) ve buna bağlı olarak baş dönmesi ve bayılmaya neden olabilir. Suyu, tercihen tıpkı Sünnetullah’ta olduğu gibi oturarak ve yudumlayarak yavaş bir şekilde için. Birden fazla yemeği çok hızlı yemeyin. Çünkü gıda miktarının fazlalığına ve fazla hava yutulmasına bağlı olarak, mide ve onikiparmak barsağı fazla genişler ve kan şekeri hızla yükselir. Kan şekerini düşürmek için insülin hormonu seviyesi hızlı bir şekilde yükselir ve kan şekerini hızlı bir şekilde düşürür. Bu duruma bağlı olarak, yemeği takiben halsizlik, uyuma isteği, baş dönmesi, terleme gibi şikâyetler oluşabilir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı, hamur işi tatlılar yerine sütlü tatlılar (dondurma, sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyveli tatlıları tercih edin.
Mübarek Ramazan Ayınızı kutluyor; sağlık ve afiyet dolu bir ay geçirmenizi temenni ediyorum.
Hakan BAĞRIAÇIK
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM