D vitamini vücudumuzda başta kemikler olmak üzere pek çok önemli fonksiyonu ifade eden bir vitamin olarak gözüküyor. Doç. Dr. Haluk Sargın, D vitamininin vücudumuzdaki hayati önemini anlattı.
Doç. Dr. Haluk Sargın, D vitamininin vücudumuzdaki hayati önemine dikkat çekti.
D vitamininin görevleri
"Kandaki kalsiyum ve fosforun normal sınırlarda kalmasını sağlayacak kemik erimesini önler. Kemik ve dişleri güçlendirir. Çocuklarda D vitamini ihtiyacı bu yüzden fazladır. Kaslara güç verir. Eksikliğinde kas güçsüzlüğü ve kas ağrısı olur. Devamlı yorgunluk ve vücutta yaygın ağrısı olan hastalar mutlaka D vitamini düzeyine baktırmalıdır. İnsülin pankreastan salgılanımını düzenlediğine dair çalışmalar mevcuttur. D vitamini bazı kanserlerin,kalp ve diyabet hastalığının gelişimini önler. Depresyondan korur, Damar basıncını düzenleyerek tansiyonu dengeler,
D vitamini insülin direncini düzeltir, Tiroit fonksiyonları ve normal kan pıhtılaşması için gereklidir."
D vitamini nereden almak gerekir
"D vitamini güneş ışınlarının etkisiyle deride oluşur. Günlük D vitamini ihtiyacı 20-30 dakikalık güneşe maruziyet ile karşılanabilir. Kollar, bacaklar ve yüzün güneşe maruz kalması yeterlidir. Gerekli güneş ışığı miktarı kişinin yaşı, deri rengi maruziyet süresi, varsa tıbbi sorunlara göre değişebilir. D vitaminin yapımı yaşla giderek azalır. Derisi koyu renkli olan kişilerde yeterli D vitamini oluşabilmesi için bilhassa kış aylarında uzun süreli gün ışığı ihtiyacı vardır. Güneş koruyucular(faktör 20 ve fazlası) kullananlarda deride D vitamini oluşamaz. Ayrıca pencere camı arkasından güneşlenmenin anlamı yoktur. Çünkü ultraviyole ışınları camdan geçememektedir. Deniz Ürünleri tüketin: Balık yağı, somon balığı, uskumru, pisi balığı, ringa balığı, ton balığı karides ve istiridyeyi sofranızdan eksik etmeyin! Süt ve süt ürünleri tüketin: Peynir, tereyağı, krema. Yumurta sarısı ve mantarla sofralarınızı zenginleştirin. Kahvaltılık gevrekler ile güne başlayın. Yemeklerinizde sıvı yağlar tüketin. Yulaf, kakao, maydanoz, ısırgan otunu kullanın. Birçok ülkede süt ve süt ürünleri, ekmek, tahıllar D vitamini ile zenginleştirilebilmektedir."
Haluk Sargın, D vitamininin ne zaman eksikliği görüldüğü konusunda şunları söyledi:
Yetersiz Güneş Maruziyeti:
Bebek ve çocukların uzun süreli güneşe maruziyeti, deri kanseri riskini arttırdığından doktorlar tarafından önerilmez. D vitamini eksikliği riski en sık şişmanlar, esmerler ve yetersiz güneş ışığı alan erişkinlerde rastlanır. Yaşlandıkça vücutta D vitamini oluşumu ve depoları azalır. Bu durum kış aylarında ve kuzey bölgelerde yaşayanlarda daha da belirginleşir. Yaz aylarında güneş koruyucuları kullanımı deride D vitamini oluşumuna mani olur. Aktüel olarak en büyük neden güneş yüzü görmeden kapalı mekanlarda çalışma, sürekli ofis hayatı bizler için en önde gelen sebeptir.
Şişmanlarda D vitamini eksikliğinin tespit edilmesinin sebebi ise D vitamini yağda çözünen bir vitamin olduğundan yağda birikir ve vücut kullanamadığından eksiklik meydana gelir.
Gıdalarla Yetersiz D Vitamini Alımı:
Sıklıkla bebekler, çocuklar ve yaşlılarda görülür. Anne sütünde D vitamini çok azdır. Hazır mamaların bazıları D vitamini ile zenginleştirilmiştir. Yaşlılarda maruz kaldıkları muhtelif rahatsızlıklar sebebiyle gıda kısıtlamaları uygulandığında (damar sertliği, diyabet) süt ve sütlü gıdalardan, yağlı balıklardan kaçınırlar. Ayrıca yaşlılarda gıda alımı normal ve yeterli olsa dahi D vitamini emilim kabiliyeti azalmaktadır."
Sargın, D Vitamini Emilimini Engelleyen Hastalıkları şöyle anlattı: "Çölyak Hastalığı, Chron Hastalığı, Kistıh Fibroz, Mide ve bağırsakların kir kısmının çıkarıldığı veya aşırı şişmanlık tedavisinde uygulanan gastrik bypass ameliyatları."
Sargın, sözlerine şöyle devam etti: Deriye gelen güneş ışını ile oluşan veya gıdalar vasıtasıyla aldığımız D vitamininin aktif hale dönüşmesi için karaciğer ve böbrekteki enzimlere ihtiyaç vardır. Kronik karaciğer ve böbrek hastalarında bu enzimler yeterli bulunamadığından D vitamini etkin hale dönüşememektedir. Ve D vitamini eksikliği ortaya çıkmaktadır.
Sargın, D vitamini eksikliğinin başlıca sonuçlarını şöyle açıkladı: "Kan kalsiyum seviyesinin düşüklüğü, Kan fosfor seviyesinin düşüklüğü, Çocuklarda kemiklerin yumuşaması ve eğilmesi, Osteporoz: Kemik kırılganlığında artma ve kemik kütlesinde azalma. Hamilelik ve emzirme döneminde kadınlar günlük 10-15 mikrogram (0.01- 0.015 mgr) D vitamini almalıdır. D vitamini özellikle hamileliğin başlangıcında cenin oluşumu için gereklidir. Genellikle 50 yaş üzeri yetişkinlerde D vitamini ihtiyacı farklılık göstermektedir. Bu sebeple hastalar yaş gruplarıyla ilgili ihtiyaç duyulan günlük D vitamini dozunu doktorundan tespit etmesini istemelidir. Özellikle bebekler ve çocuklarda D vitamininin doğru miktarda alınması önemlidir. D vitamininin ihtiyaç kadarı gelişimi desteklerken gereğinden fazla alınması kemiklerde aşırı kalsiyum birikmesi sonucu bebeklerde fiziksel ve zihinsel geriliklere, çocuklarda ise kemik gelişiminin zamanından önce durmasına sebebiyet vererek boyun kısa kalmasına sebep olabilir. Bu vahim durumları önlemek için ilaç prospektüslerini dikkatli okumalı, D vitamini içeren birkaç ilaç bir arada alınmamalıdır. Örneğin multivitaminler ile D vitamini birlikte alınmamalıdır."
Doç.Dr. Haluk Sargın, "Özellikle d vitamini takviyesi alması gerekenleri şöyle hatırlattı: "50 yaş ve üzeri kişiler (özellikle menepoz sonrası kadınlar) Sürekli kas ve kemik ağrısı şikayeti olanlar. Güneş göremeyenler (ofis çalışanları gibi), Bağırsaklardan yağ emilimi bozuk olanlar. Karaciğer hastalığı olanlar. Mide-bağırsak ameliyatı olup rezeksiyon yapılmış hastalar. Osteoporozlu hastalar(kemik erimesi olanlar). Güneş ışığı bakımından yetersiz bölgelerde yaşayan çocuklar. Yetersiz gıda alan ve fazla kalori yakan kişiler. Emziren ve hamile kadınlar. Alkol ve uyuşturucu kullananlar. Kronik hastalığı olanlar,uzun süredir stres altında olanlar. Yakın geçmişte ameliyat geçirmiş olanlar."
Çocuklarda D vitamini eksikliği
Doç. Dr. Haluk Sargın, Çocuklarda d vitamini eksikliği ile nasıl savaşılacağını şöyle anlattı:
"Çocuklarda gözlemlenen D vitamini eksikliğinin en belirgin bulgusu, çocuğun yürümeye başlamasıyla fark edilen bacaklardaki eğriliktir. Bunun yanında baş çevresinin aşırı büyümesi, bıngıldağın beklenenden büyük olması veya kapanmamış; göğüs kafesinde kemik ve kıkırdak birleşim yerlerinde şişlik, el ve ayak bileklerinde genişleme gözlemlenir. Huzursuzluk, aşırı baş terlemesi, havale geçirme yanında vücut kaslarının güçsüz olması, oturma ve yürümede gecikme, diş çıkarmada gecikme başlıca bulgulardandır."
Kaynak: IHA
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM