Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, kartopu gibi büyüyen kronik hastalıklar nedeniyle her geçen gün yüklerinin ağırlaştığını belirterek, bu yükün altından kalkabilecek bilimsel araştırmalarda ve çıkış yollarında Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı'nın önemli katkıları olacağını kaydetti.
Sağlık Bakanlığı'nca Yeşilköy'deki WOW Otel'de "Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Çalıştayı" düzenlendi.
Çalıştayda konuşan Müezzinoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı'nın 1 ay önce yasal süreçlerini tamamladıklarını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayladığını hatırlattı.
Başkanlığın kuruluş misyonunu oluşturabilmek adına üst kurul üyeleri, yurtdışı ve yurtiçinde bilim insanlarıyla Türkiye ve dünya sağlık bilimlerine katkı sağlayabilmeyi amaçladıklarını ifade eden Müezzinoğlu, bu kurumun kuruluş felsefesinin temel ayakları sağlıklı kurulduğunda Türk bilim insanlarının bu alanda da dünya bilimine pozitif katkılar sağlayacaklarına inandığını söyledi.
Müezzinoğlu, Türkiye'nin sağlık hizmeti konusunda yakaladığı hizmet sunumundaki hakkaniyet, ulaşım ve hizmet sunumu başarısını sağlık bilimleri Ar-Ge'sinde ve sağlık teknolojileri alanında da yakalayabilmesini arzu ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Bu hizmeti sunarken diğer alandaki zayıf noktalarımızı da gören ve bu zayıf noktaları da her geçen gün bu ülkenin bilim adamlarının dinamikleriyle daha güçlü bir noktaya taşıma arzumuz ve gayretimiz var. Bu nedenle Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı'nın kuruluşunda 6 enstitüyü merkeze aldık. Ama ilk 6 ayın içerisinde 2 enstitüyü hızla kurabilmek ve bunların kurumsal yapılarında esas vizyonu ve misyonu koyacağımız bir başlangıcı bugün itibarıyla yapmış oluyoruz. Bunlardan biri Kanser Enstitüsü, diğeri de Akreditasyon Enstitüsü'dür.''
Akreditasyonla bakanlığa bağlı bir kuruluşu değil, bakanlığın alt yapısını oluşturduğu, bütün sağlık birimlerinin akreditasyonunda uluslararası dinamikleri olan bir yapıyı hedeflediklerini anlatan Müezzinoğlu, ''Gerek kanser gerekse akreditasyon enstitüsü bundan sonra gelecek Halk Sağlığı ve Kronik Hastalıklar Enstitüsü, Biyoteknoloji Enstitüsü, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Enstitüsü, Anne, Çocuk ve Genç Sağlığı Enstitüsü'nün sağlık kuruluşlarına ve vizyonel kuruluşlarına vesile olacaktır'' ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, yapının 10-20 yıl sonra da Türk sağlık dünyasına önemli katkılar sağlayabilmesini arzu ettiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Enstitülerin kurumsal ve yasal zemininin, kamu bürokrasisi içinde değil, daha fazla bilimsel dinamikleri ortaya koyabilen, özel sektör dinamiklerinden yardım alabilen, yurtiçi ve yurtdışı projeler geliştirebilen, çok boyutlu hareket kabiliyeti olan bir yapı olmasını arzu ettik. Sağlık Bakanlığı sağlık alanında Ar-Ge, bilimsel çalışmalar yapsın diye bir bakış açımız söz konusu değil. Temel bakışımız; üniversitelerimizdeki Ar-Ge merkezlerinin koordinasyonunu yaparak, güçlü dinamiklerine katkı sağlasın. Bazı çalışmalar var ki yeterli alt yapı imkanları olmadığı için arzu edilen noktaya gidemiyor. Bazıları bir mesafe katediyor ama yeterli desteği alamadığı için sonuçlanamıyor. Bir durumun sonuca ulaşabilmesi, sonuçların üretime dönüşebilmesi, üretimin Türkiye ve dünya insanlığına sunulabilmesi, Ar-Ge'nin, araştırma yapan projelerin yanında ve arkasında olma, gerektiğinde içinde olma gibi sorumlulukları ve görevleri olsun istiyoruz.''
- "Çalışmalar için 200 yataklı hastane"
Klinik çalışmalarla ilgili 200 yataklı bir hastane alt yapısının olacağını, bu durumun hastane işletmeciliği değil, tamamen Ar-Ge dinamiklerinin takibi ve klinik desteğinin sağlanması için oluşturulacağını belirten Müezzinoğlu, şu bilgileri verdi:
"İleri laboratuvar ihtiyaçları için bugün ihalesini yaptığımız Ankara'daki halk sağlığı laboratuvarı, önümüzdeki süreçte Sancaktepe'de planladığımız laboratuvarlarımızı da bu projelerin çalışmalarına zemin hazırlamasını, bu projelerin bir bilim kurulu tarafından 1 yılsa 1 yıl, 5 yılsa 5 yıl, her türlü desteğinin sağlanması amacıyla bu yapının kurumsallaşmasını arzu ediyoruz. İnanıyorum ki, Türkiye'de bilim adamlarımız kendi bilgi ve birikimlerini daha iyi koordine edilebilen, daha iyi sahiplenebilen ve desteklenebilen sonuca ve hedefe güçlü gidebileceği bir kurumsal yapıyı, 2015 yılında yakalamış olacak. Yasal zeminin alt yapısını kurduk. Bugün de misyonun ve vizyonun alt yapısını oluşturacağız ve ocak ayından itibaren kurumsal yapının oluşmasına başlayacağız."
Bakan Müezzinoğlu, Türkiye'nin, orta gelir tuzağında kalmaması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Sağlık alanındaki bilim adamları, çaresizlik içinde yurtdışında, Amerika'da, İngiltere'de, Avrupa'da ya da dünyanın herhangi bir ülkesinde birçok başarılı projelerin içinde olurken, Türkiye'de de bu tür projelerinin başarıya, finale ulaşması içinde artık bir zemin oluşturacaklar. Bilim adamlarımızın da birçok katkı sağlayacağı, vizyonel yapıyı kurmuş olacağız. Hedeflerimiz, sağlığın bilimsel dinamiklerinde, bu ülke insanının, akademisyeni ile araştırmacısının da olabilmesidir. Dünyaya örnek, kendisine ait patentleri olan, sağlık alanında gerek ilaçta gerekse tedavide, teşhis ve tıbbi teknolojide yeni vizyonlarının, alanların açılmasını arzu ediyoruz. Dünyada kronik hastalıkların yükü her geçen gün artıyor. Bu da önümüzdeki süreçte obezite, diyabet, kardiyol hastalıklar ve kanser gibi temel sorunlarla çok daha boğuşacağımızı gösteriyor. Kartopu gibi büyüyen kronik hastalıklar nedeniyle her geçen gün yükümüz ağırlaşıyor. Bu yükün altından kalkabilecek bilimsel araştırmalarda ve çıkış yollarında, bu yapının önemli katkıları olacak.''
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM