Hastanın genetik yapısı ne olursa olsun aynı hastalığa tek tip reçete verilme dönemi bitiyor. Sağlık alanında önemli mesafe kat ettiren kişiye özel tıp uygulamaları sayesinde tedavi süresince hastanın ailesinden miras aldığı genetik yapısı da göz önünde bulunduruluyor.
Çiftçi, bu yöntemle ilişkili gelişen kök hücre üretimi konusunda ise Türkiye'nin yeteri kadar ilerleyemediğini düşünüyor. Kök hücre üretimi, birçok hastalığın önüne geçecek ve organ naklini sıfıra indirecek devrim niteliğinde bir teknoloji. Bu alanda dünyadaki en iyi ülkenin İran olduğu belirtiliyor. Daha sonra ise İsrail ve Rusya geliyor. Amerika'da bazı yasal prosedürlerden dolayı bu alandaki teknolojinin daha yavaş geliştiğini söyleyen Çiftçi'ye göre Türkiye'nin kök hücre üretiminde başarılı olmaması için hiçbir neden yok. Akademik kadro olarak genetik ve moleküler biyolojide Türkiye'nin çok başarılı olduğu bilgisini veren Çiftçi, bu alanda gelişmek ve hizmet vermeye başlamak için hastane ve üniversitelerin ihtiyacı olan altyapıyı bir an önce oluşturması gerektiği görüşünde.
Çavlan Çiftçi, kendilerinin üniversite olarak moleküler biyoloji genetik bölümü için Yükseköğretim Kurulu'na başvuruda bulunduklarını söylüyor. Hemen sonrasında ise kök hücre laboratuvarını açmayı planlıyorlar. Türkiye'de otoritelerden biri olmayı hedefleyen kurum, yurtdışı ve Türkiye'den başarılı hocaları bünyesine dâhil edecek.
Üretilen hücreye kimyasal karışıyor
Kök hücre üretimi ya da naklinin zamanla her şeyin yerini alması düşünülüyor. Örneğin yanık vakasında cilt dokusu üretilebilecek. Böylece nakile ihtiyaç kalmayacak. Ya da kalp veya karaciğer dokusu üretilerek ciddi rahatsızlıkların önüne geçilebilecek. Türkiye'de kısmen kök hücre üretiminin yapıldığını belirten Çiftçi'ye göre eksik olduğumuz konu, üretilen hücreye kimyasal karışması. Üretilen hücrenin tamamen o insanla ilişkili üretilmesi gerektiğinin altını çizen Çiftçi, “Farklı sektörde içine kimya katarak üretenler var. Bu alanda iyi olmak istiyorsak ticari kaygılardan sıyrılıp çalışmaları hastaya ‘gerçek’ hizmet verecek hale getirmeliyiz.” diyor.
Bilim Üniversitesi bünyesinde kuracakları laboratuvarda da herhangi bir firmayla anlaşmalarının olmayacağını söyleyen Çiftçi, gerçek bir kök hücre üretimi yapacaklarını söylüyor. Üniversite, geçtiğimiz haziran ayında Florence Nightingale ile anlaşma imzalayarak hastaneyi kendi bünyesine dahil etti. 1989'dan beri özel hastane olarak faaliyet gösteren kurum, Türk Kardiyoloji Vakfı tarafından üniversite hastanesine dönüştürülmüştü. Bu anlaşmayla da Bilim Üniversitesi'nin üniversite hastanesi olarak faaliyet gösterecek. Anlaşma ile hastalar her alanda sağlık hizmetini Sosyal Güvenlik Kurumu şemsiyesi altında alabiliyor.
zaman
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM