Klasik homeopati derneği olarak derneğinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Klasik homoepati derneği olarak homeopati konusunda ilk kurulan dernek biziz. Dernek 2003 yılında 5-6 doktor bir araya gelerek kuruldu. İlk başta yönetim kurulunda çalıştıktan sonra, son bir buçuk yıldır yönetim kurulu başkanlığını yürütüyorum. Homeopati konusunda farkındalık oluşturmak ve işin bilimsel çerçevede yapılması için ön ayak olmak birinci amacımızdır. 2006’dan beri hekim, eczacı, diş hekimi ve veteriner hekimlere homeopati kursu veriyoruz. Tamamen sağlık personeli ile çalışıyoruz. Başka mesleklere bu işin eğitimini vermiyoruz. Bu farkındalık süreci içinde halka da bilgilendirme semineri veriyoruz ama bu seminerler asla homeopatik tedavinin nasıl yapılacağına yönelik uygulamalar değildir. Kurslar 600 saatlik ve bu 600 saatin 350 saati derslik eğitimidir. Geri kalanı ise kongre, seminer, süpervizyon eğitimi oluşturuyor. Yani bunlar pratik eğitimlerimiz oluyor. Bir doktorun yanında stajyer olarak çalışma programımızda var. Bu eğitim toplamda en az 3 seneyi alıyor. Biz Liga Medicorum Homeopathica Internationalis (LMHI) ve ECH’nin geliştirdiği eğitim programını uyguluyoruz. Dünya akreditasyonunu tek alan dernek bizim derneğimizdir. Çok yakında belgesi de elimize ulaşmış olacaktır.
Dernek olarak Avrupa ve dünyaya akredite eğitimi sadece biz veriyoruz. Diğerleri de bunu söyleseler bile emin olun bu böyle değil. Hekim olmadan ehil olmadan bu eğitim verilmez. İlerde bu eğitimleri alan birçok kişi bu derneklere dava açacaklar. Çünkü o kişiler homeopat olduğunu düşünüyorlar. Ancak yasa çıktığında onlar homeopat olarak çalışamayacak. Biz Sağlık Bakanlığı’nın sertifika programına da başvurduk. Üniversiteler de bir tek bizimle temas kuruyorlar. Bizde hedef kitle bellidir. Biz bu işi hekim, eczacı, diş hekimi ve veteriner hekim dışında kimseye öğretmiyoruz. Aksi bir uygulama ya da yasa ülkemizde de yok. Homeopati danışmanlığı diye bir şey olmaz. Bu bir tedavi işidir. O kişilerin homeopati danışmanı olacağını söylüyorlar.
Verdiğiniz eğitimlerde farklı meslekleri farklı eğitim uygulamalarına tabi tutuyor musunuz?
Eczacıya kronik tedavi kurunu vermiyoruz. Akut tedavi kurunu eczacıya daha ağırlıklı veriyoruz çünkü onlara lazım olan odur. Herkese ayrı kur ayrı müfredat geliştirirsin.
Dünyada ve Türkiye’de homeopati ne durumda?
Dünyada %58’lere varan homeopatik ilaç kullanım oranı var. Homeopatik ilaçlar özel bir eczacılık dalıdır. Keşke bütün eczacılık fakültelerinde eğitim müfredatına girebilse. Ancak ne yazık ki bu konuda yetişmiş kimse yok. Eczacılık fakültesindeki hocaların bunun eğitimini alması gerekiyor.
Bizde de yasalarla bu uygulama desteklenmeye başladı. Siz ne düşünüyorsunuz?
2011 Nisanda çıkan 6225 sayılı yasa Türkiye’de tamamlayıcı tıbbı serbest bırakıyor ancak yalnızca doktorların uygulayıcı olmasına izin veriyor. 6197 sayılı yasada ise eczacının homepatik ilaçları satması ve danışmanlık yapması için önü açıldı. Bunun yanı sıra İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu homeopatik ilaçların ruhsatını verebilecek. Tamamlayıcı tıpla ilgili kısımda da Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kurulu’nun altında Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kuruldu.
Ne kadar zamandır homeopati uygulayıcısısınız? Bu serüven sizin için nasıl başladı?
Ben kendi muayenehanemde homeotati uyguluyorum. 2000 yılından beri homeopati ile ilgileniyorum. Eğitimimi Almanya’da aldım. Burs karşılığında gittim. Bursumun karşılığı da Türkiye’de eğitimcilik yapmamdı. Yani şuanda bursumu ödüyorum. Ben Avrupa Homeopati Enstitüsü mezunuyum. Aslında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezunum. Bir dönem devlette çalıştım. Homeopati eğitimini aldıktan sonra bunu önce yakın çevremde uygulamaya başladım. Sonra baktım insanlar talep ediyorlar. 2008’den beri de muayenehanemde bu işi yapıyorum.
Kullandığınız homeopatik ilaçları nereden temin ediyorsunuz?
Homeopatik ilaçları yurtdışından yemin ediyorum. Hastalarıma ilaçları burada ben uyguluyorum ama bazı durumlarda eve de verebiliyorum. Ya da acil kitleri var, bu kitler yurt dışı seyahatleri için hazırlanmış. Bunları çok yakında eczanelerde de göreceğiz.
2012 yılında dünya homeopati günü kutlamaları Türkiye’de yapıldı. Bu sizin için ne anlam ifade ediyor?
Evet, geçtiğimiz yıl dünya homeopati gününün kutlamasını Türkiye’de yaptık. 2012’de bu kutlamalar Türkiye’de yapıldı. Meksika’dan Liga Medicorum Homeopathica Internationalis (LMHI) başkanı Dr. Matuk, Hollanda’dan European Committee for Homeopathy. (ECH) -Avrupa Homeopati Derneği-nin başkanı Tom Nicolai geldi. Dünya premierini İzmir’de yapmış olduk. Her sene homeopati günü Hahnemann’ın doğum gününü içinde bulunduğu Nisan ayında olduğu için nisan ayında kutlanır. Hahnemann, homeopatiyi bulan kişidir, bu açından bu kutlamaların Nisanda olması da anlamlıdır. Çok yakında homeopati yasaları çıkmış olacak. İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Saim Kerman ile de görüşüyoruz. Bu konudaki taleplerimizi de biliyorlar. Zaten artık yasa da var. Çünkü bu AB tarafından da desteklenen bir yöntem, müktesebatın içinde olan bir yöntemdir. 2011 yılındaki dünya homeopati günü kutlamaları AB parlamentosunda oldu. Dünya kutlamasının Türkiye’ye alınması bizim için çok önemliydi. ‘Biz de bu işin içinde varız’ı göstermek adına üzerinde duruyoruz.
Homeopatik ilaçların Türkiye’de de üretilebileceğini düşünüyor musunuz?
Homeopatik ilaçları Türkiye’de de üretmesi çok kolay. Gerek sanayi olsun gerek eczanede olsun bu ilaçların üretimi çok çok basittir. Doktor reçete ettiği sürece bunu eczanede eczacının yapması için artı bir duruma gerek yoktur. Dünya devi sanayiler de var tabi ki. Özellikle Almanya’da çok iyi markalar var. Homeopatik ilaçlar sadece ana tentür hazırlandıktan sonra sulandırma ve çalkalama aşamaları var, başka bir şey değildir. Almanya’da aldığım kursta da uygulamasını yapıyorduk. Düzenlediğimiz kurslarda da yaptırıyoruz. Sadece zaman alan bir uğraşı var. Bir c3 sülfür yapmak için minimum 4.5 saat gerekiyor. Emek gerekiyor. C3 katı bir preparattır. Sulandırmada ise su katıp bir miktar çalkalamanız gerekiyor. Çalkalama işlemini ise kitap ya da sünger blok üzerinden çarparak yapıyorsunuz. Elde hazırlanan ürünün fabrikasyondan daha iyi olacağını düşünüyorum.
Almış olduğunuz bir “en iyi doktor” ödülü var. Ondan da biraz bahseder misiniz?
Bir arkadaşımın annesi göğüs kanseri idi. Bir yıllık tedavi sonunda homeopati ve kemoterapi ile temizlendi. Bir sene boyunca sık sık hastayı gördüm. Beyin ve kaburga metastazları vardı onların hepsi gitti. Bu ödülü de onunla aldım.
İVEK Derneği Özel Röportajı
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM