Hocamız 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olmuş, 1995 yılında Klinik Farmasi alanında yüksek lisansını tamamlamış, 1996 yılında Klinik Farmasi alanında doktora programının açılmasıyla doktora programının ilk öğrencisi olarak 1996-2002 yılında doktorasını yapmış, 2011’de de doçentliğini almıştır. Aynı zamanda Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini de sürdürmektedir.
Hocamızla Klinik Eczacılığın önemi, Türkiye ve dünyadaki durumu, yüksek lisans ve doktora programları üzerine sohbet ettik.
Klinik eczacılık kürsüleri kurulmaya devam ediyor
Marmara Üniversitesi’nde 1991 yılında Klinik Eczacılık ilk defa yüksek lisans programı olarak açıldı, 1995 yılında Bilim Dalı, Farmakoloji Anabilim Dalı’na bağlı olarak kurulmuştu. 1996 yılında da doktora programı açıldı. Yakın zamanda Hacettepe Üniversitesi de Klinik Eczacılık Anabilim Dalı kurulması için onay aldı. Marmara Üniversitesi için de Anabilim Dalı kurulması için onay beklenmektedir.
2 ay Amerika’da rotasyona katılan Hocamızdan hastanelerdeki eczacılık uygulamaları hakkında bilgi aldık:
Klinik eczacılar doktorlarla beraber vizite çıkar
Amerika’daki eczacılık fakülteleri uzun yıllardan beri yılından beri 6 yıllık eğitimle Doctor of Pharmacy (Pharm D) yetiştirmekte, eczacılıktan mezun olan eczacılar ek bir eğitim görmeden klinik eczacılık bilgilerine sahip olmaktadır. Bu eczacılar hastanenin Klinik Eczacısı olarak veya bir serbest eczanede görev yapabilmekteler. Klinik eczacı doktor ve hemşireyle vizite katılır, hastanın kinetik parametrelerine bakarak gerekli hesaplamaları yapar, böbrek yetmezliği gibi durumlarda doz ayarı yapar, eğer varsa önerisini dosyaya yazar ya da doktora sunar, ana eczaneden gelen ilaçların etkileşimlerini ve dozlarını kontrol eder, hemşirenin uygulamayla ilgili yanlışı varsa onları düzeltir. Hasta taburcu olacağı zaman eczacı konsültasyonu istenir. Taburcu olmadan önce de hastaya ilaçları nasıl kullanması gerektiğini yatağı başında anlatır. Yatan hasta dışında polikliniğe gelen hastaların ilaç ihtiyaçları için kimi hastanelerde poliklinik eczanesi de bulunur, bu eczanede de ayaktan tedavi gören hastaya hastane içinde eczacılık hizmeti verilir. Pharm D eğitimi vermeyen eczacılık fakültelerinden (2000 yılından sonra tümü Pharm D programa geçmiştir) mezun olan eczacılar da hastanelerde geleneksel eczacılık görevlerini sürdürürler. Amerika dışında Avrupa, Orta Doğu, Afrika’da birçok ülkede hastanelerde klinik eczacılık uygulamaları yapılmaktadır.
Açılan kadrolara genellikle yeni mezunlar başvuruyor
2010 yılında Türkiye’de de klinik eczacı kadrosu açıldı, ilk alımda 12 kadronun 7’si doldu. Türkiye’deki mevcut uzman klinik eczacıların sayısı 100-120 civarındadır, bu eğitimi alanların %80 i serbest eczacı, bir kısmı da hastane eczacısıdır. Kadronun açılmasıyla bu eczacılar mevcut durumlarını korumayı tercih etti ve genelde yeni mezunlar kadroya başvurdu. Kadroya girmek için Klinik Eczacılıkta tezli veya tezsiz yüksek lisans programından mezun olma şartı istenmektedir. Henüz çeşitli sebeplerle kadroya giren eczacılardan bazıları hedeflenen klinik eczacılık uygulamalarını yapamasalar da, klinik eczacılığın gerekliliği, uygulandığında görülen faydalarla fark edilmekte ve ihtiyaç artmaktadır. Bakanlığın da uzman klinik eczacı yetiştiği takdirde kadroları artıracağını düşünüyoruz.
Tezli ve tezsiz yüksek lisans programları nedir?
Tezsiz yüksek lisans programı için bu yıla kadar ALES puanı ile başvuruları alıyorduk, fakat bu yıl ALES şartı kaldırıldı. Tezsiz programı genelde önceki yıllarda mezun olmuş serbest ve hastane eczacıları tercih etmekte. Geçen sene yaklaşık 30 başvuru oldu ve bunlardan 10’unu programa aldık. Bu sene tezsiz program için 12 kişilik kontenjan ayırdık. Tezsiz program için eğitim bir yıl sürmekte, yaklaşık bir dönem de proje çalışması olmaktadır. Tezli programın aksine tezsiz program ücretlidir. Eczacı aynı süreç içinde mesleğini dışarıda devam ettirebilmektedir. Tezli programda ise öncelikle eczacının dışarıda çalışmıyor olmasını istiyoruz, çünkü öğrencinin 3-4 gününü okulda geçirmesini istiyoruz. Bunun 2 günü hastanede, 1 günü derste, yine bir günü de genelde kendi çalışmalarıyla ya da kongre, sunum gibi çalışmalarla geçmektedir. Başvuru için ALES puanı en az 60 olmalı. ALES puanının %50’si, okul ortalamasının %20’si, mülakat sonucunun %15’i, yazılı sınavın %15’i öğrencinin tezli programa kabulünü belirlemekte. Tezli program için geçen sene 7 başvurunun 3’ünü programa aldık, bu sene 2 kişi almayı planlıyoruz. Doktora programı için de öğrencinin tezli yüksek lisans yapmış olmasını önemsiyoruz. Akademisyenlik düşünenler için doktorayı öneriyoruz, ama hastane ve eczane eczacıları için gerekli bilgiler yüksek lisans programlarında verilmekte. Doktora programımız öğrenciyi akademik anlamda araştırmaya ve ders öğretmeye yöneltmektedir.
Hocamız son olarak Klinik Eczacının görev alanının sadece hastaneyle sınırlandırılmaması gerektiğini, Klinik Eczacılığın doğuşu bu şekilde olsa da uygulamaların sağlık sistemine olan faydası görüldükten sonra, eczacının olduğu her alanda önem kazandığını vurguladı.
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM