Yani aralarından da bir seçim söz konusu olacaktır. Bizde bu seçimde sizleri bilgilendirmek ve daha iyiye varmayı hedefledik.
Anneler bebeklerin bakımı üzerinde çok titizdirler. Bu bakım onları hem heyecanlandırmakta hem de büyük bir keyif vermektedir. Yalnız önlerinde çıkan ufak bir sorunda bile çok üzülmekte ve telaşa kapılmaktadır.
Yeni anne adayları çocukların dünyaya gelmesiyle beraber beslenme ihtiyacına cevap vermek isterler. Beslenme zamanı bebek tarafından ağlama yada ağız hareketlerinden anlaşılarak yapılmaktadır. Fakat bazen bebek emzirilse bile bebekler ağlamaya devam etmektedirler. Normalde üzgün olan anne birde çevre etkenleriyle ‘’senin sütün yetmiyor’’ yada ‘’senin sütün kesilmiş’’ tarzında diyaloglarla yeni anneler daha Çok baskıya maruz kalmaktadır. Telaş içerisinde detaya inmeden ve sebebini bilmeden beslenme alternatifi aramaktadırlar.
Beslenme tarzını değiştiren anneler iki yola başvurmaktadırlar. İlki inek sütüdür. Süt anne kavramı çok tercih edilmediği dönemde inek sütü bebek beslenmesinde alternatif olmuştur. Ardından inek sütünde bulunan içerik anne sütünden çok farklı olduğu anlaşılmış ve yerine mamalar geliştirilmiştir.
Anne sütü bebeğin gelişimi için çok yararlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yararlı olduğunu düşündüğümüz sütün faydalarını kısaca saymak istersek;
-Anne sütü bebek ihtiyaçlarına uygun olarak anne tarafından üretilmektedir. Anne sabit olarak tek formülasyonda bir süt üretmez. Bebeğin gelişim sürecinde zamanla değişkenlik gösterir. Örneğin bebeğin doğduğu ilk günlerde sarı renkli ve karbonhidratça zengin iken son dönemlerde Beyaz yani yağca zengindir.
-Anne çocuğu için gerekli immün desteği de kendi üretiiği süt ile sağlamaktadır.
-Sindirimi kolay proteinlerin üretimi, yapıtaşları halinde aminoasitler de bebekle uyum içerisinde bebeğe rahatça verilmektedir.
-Emzirme ile anne ile yakın bağ kuran bebek psikolojik olarak ta gerek bebek döneminde gerekse ilerisi için büyük yarar sağlamaktadır.
-Emzirme ile annede hormonal denge sağlanmakta ve annede bundan faydalanmaktadır.
Tüm bunların yanında elbette ilk başta belirttiğimiz gibi annelerin sütleri bazen bebekleri için yetmeyebilir. Bu durumda anne dikkatle sorunun bu olduğunu araştırıp emin olduktan sonra harekete geçerek çözüm için yola koyulmalıdır.
Sütanne çok eskilerde kalmış bir kültürel değer olsa da aslında anneler tarafından bu üç seçenek arasında değerlendirmeğe konulmalıdır.
İnek sütü de bebek beslenmesinde çok kişinin kullandığı bir metoddur. Aslında inek sütü ile beslenmelerde normal bir bebek gelişimi gözlensedeileride bazı patolojik ve mental bozuklukların oluşmasında riski arttıracaktır.
İnek sütü içeriği hızla gelişen ve bebekten daha büyük boyutlara sahip bir hayvanın beslenme ürünüdür. İnek sütünde bu yüzden besin değeri yüksek kazein %80 oranında bulunmaktadır. Kazein zor sindirilen bir maddedir. Yeni doğmuş bir inek yavrusu bunu sindirmekte güçlük çekmez iken bebek inek sütünü sindirmekte zorlanmaktadır. Zaten anne sütünde kazein çok az miktarda bulunmaktadır %20. Anne sütünde protein olarak whey proteini bulunmaktadır. Bu proteinin sindirimi kolay olmakta midevi olarak bebeğe ekstra performans harcaması gerekmemektedir.
Demirin emilimi inek sütünden yüzde 5, anne sütünden ise yüzde 50 oranındadır.
İnek sütü daha tuzludur. Tuz miktarı anne sütünün 3 katı kadardır; bu durum özellikle bebeklerin gelişmekte olan böbreklerini zorlar.
İnek sütünde yeteri miktarda B vitaminleri bulunur. A vitamini hem anne sütü hem de inek sütünde yeterlidir. İnek sütünde vitamin E yeterli değildir. D vitamini litrede 400 IU olacak şekilde inek sütlerine eklenir. Anne sütünün vitamin içeriği annenin diyetine göre de değişir. Vitamin seviyelerini yeterli tutmak amacıyla emziren annelere günde bir kere vitamin tableti almaları önerilir.
Özetle; protein miktarının fazla olması, sindiriminin zor olması, tuz içeriğinin fazla olması, bazı yararlı yağların bulunmaması, bağışıklık faktörlerinin eksik olması nedenleriyle bebeğe uyarlanmamış, direkt inek sütü 0-1 yaş bebekleri için uygun değildir.
Ya mamalar?
Mamalar labaratuvar ortamlarında anne sütü ve bebeğin günlük ihtiyaçları göz önüne alınarak formüle edilen geliştirilen bebek besinidir. Bu bakımdan ciddi bir çalışmanın ürünüdürler. Zaman zaman mükemmelleştirmek adına formülasyonlarda değişiklik yapılarak firmalar bu sektörde birbirleri ile yarışmaktadır. Fakat mamayı da piyasaya yeni sürülen bir ilaç olarak bakmamız gerekmektedir. Kısa vadede sorun olarak gözükmeyen mamalar ileride belkide büyük problemlere yol açabilecektir.
Araştırma çalışmasının başkanlığını ABD"de Michigan Üniversitesi Ann Arbor Üniversitesi"nde Çocuk Hastalıkları Profesörü olan Betsy Lozoff, bazı sonuçlar elde etti bunlara göre;
Çalışmada, 6 aylıktan itibaren 10 yıl boyunca kan ve demir değerleri normal 500 çocuğun yarısına 12mg./litre demirle kuvvetlendirilmiş mamalar, diğer yarısına da 3mg./litre demirle kuvvetlendirilmiş mamalar verilmiş. 10 yılın sonunda yapılan tetkiklerde çocukların IQ oranının %11 oranında düştüğü görülmüş.
Bu sadece demir üzerinden yapılan bir araştırma daha mamaların bilinmeyen bir sürü yanları da var. Hele hele bebek mamalarının doğal, organik tarzından satışından hiç bahsetmek istemiyorum.
Onun için fazla uzatmayıp “yaşasın anne sütü!” diyorum, sağlıcakla.
Muhammed Harun BAYRAM
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM