Arı ürünlerinden bal, polen, arısütü, arı ekmeği ve propolis ile bir ya da birden çok hastalığın önlenmesi veya iyileştirilmesi amacıyla uygulanan tedavi yöntemlerine genel olarak apiterapi adı verilir.
Başta bal olmak üzere arı ürünleri, yüzyıllardır halk arasında birçok hastalığın tedavi edilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Son dönemlerde bilimsel araştırmaların sonuçlarına dayanarak, arı ürünleri ile yapılan tedavi amaçlı uygulamalar “Apiterapi” adı altında tıp dünyasında da genel kabul görmeye başlamıştır. Apiterapi son yıllarda özellikle Çin başta olmak üzere bütün dünyada gelişme göstermektedir.
Türk Standartları Enstitüsü’ne göre bal, bitkilerin çiçeklerinden ya da diğer canlı kısımlarında bulunan nektar bezlerinden salgılanan nektarın bal arıları (Apis mellifera) tarafından toplanması, vücutlarında bileşimlerinin değiştirilip petek gözlerine depo edilmesi ve buralarda olgunlaşması sonucunda meydana gelen tatlı bir üründür.
Arı ürünlerinin ve bilhassa balın tedavide kullanımının Hipokrat’a kadar dayanan bir geçmişi vardır. Bal binlerce yıllardan beri özellikle yara ve yanıkların tedavisinde, cilt rahatsızlıklarında ve mide rahatsızlıklarında yoğun olarak kullanılmaktadır. Yapılan birçok çalışma balın mide ve bağırsakla ilgili bozukluklarda, yara ve yanıkların iyileşmesinde antimikrobiyal bir ajan olarak etkili olduğunu akut ve kronik mide lezyonlarına karşı
gastrik koruma sağladığını kanıtlamaktadır. Bal ayrıca enfeksiyonların çabuk temizlenmesi, yaralardan ölü dokuların ve yabancı maddelerin çabuk uzaklaştırılması, inflamasyonun hızlı baskılanması, yara ve yara izinin hızlı azalması, yeni damar oluşumu, doku granülasyonu ve epitelyum gelişmesinin uyarılmasını sağlamaktadır. Yapılan bir çalışma balın karaciğer rahatsızlıklarında da tedavi edici olabileceğini ortaya koymuştur.
Balın bakteri, maya, mantar ve virüsler üzerine inhibitör etkisi bulunduğu, topikal bal uygulanmasının bakteriyel enfeksiyonları yok etmede ve deri hücreleri tarafından sitokin yapımında etkili olduğu bildirilmiştir. Balın antibakteriyel özelliği; asidik yapıda oluşuna, büyük oranda kuru madde (şeker) ve ayrıca enzimlerle glukozun parçalanması sonucunda oluşan antiseptik bir madde olan hidrojen peroksit içermesine bağlıdır.
Sonuç olarak bal, içeriğinde yaklaşık %1 oranında bulunan çeşitli sekonder metabolitlerin gösterdiği pek çok biyolojik aktivitelerden (antioksidan, antiradikal, antibakteriyal, antiviral, ant-inflamatuar, antitümoral vs) dolayı yaraların tedavisinden üst solunum yolu enfeksiyonlarına, yaşlanmadan kanser oluşumunun engellenmesine kadar giderek artan sayıda pek çok fitobiyolojik aktiviteden sorumlu doğal bir gıda maddesidir. Balın apiterapi yönünden kullanılması birçok hastalığın tedavisinde veya önlenmesinde, pahalı ve yan etkileri olan diğer ürünlere nazaran alternatif, etkili ve ekonomik bir yoldur.
Propolis ise bal arıları tarafından bitkilerden toplanan ve mumla karıştırılarak kovan içerisinde birçok amaca yönelik olarak kullanılan doğal bir üründür. Propolisin çok eski yıllardan beri geleneksel tıpta çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığı ve antimikrobiyal, antioksidan, antitümör, antienflamatuar gibi biyolojik aktivitelere sahip olduğu birçok bilimsel çalışma ile gösterilmiştir.
Ayşe Esra GÜLER
Kaynaklar:
Türkiye’de Bitkilerle Tedavi- Prof. Dr. Turhan BAYTOP
Tedavide Kullanılan Şifalı Bitkiler- Eczacı Mustafa AYDINER
Uludağ Arıcılık Dergisi Ağustos 2012
Propolis: Doğal Antimikrobiyal Madde-Songül ALBAYRAK, Sevil ALBAYRAK Erciyes Üniversitesi Biyoloji Bölümü
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM