ANTALYA - Antalya’da Psikofarmakoloji Derneği tarafından düzenlenen ’Tedavi Güncellemesi- 2012’ toplantısında konuşan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazan Aydın , son yıllarda özellikle kamuoyunda ve bazı bilim çevrelerinde psikiyatri ilaçlarının gereksiz kullanımına ve antidepresan tüketiminin artışına dair endişeler dile getirildiğini söyledi.
Bu endişenin temel dayanağının 2010 yılında Türkiye ’de satılan 34 milyon kutu antidepresan olduğunu belirten Prof. Dr. Nazan Aydın, ’Türkiye’nin yarısı neredeyse antidepresan kullanıyor’ şeklinde ortaya çıkan sonucun üç farklı şekilde yorumlandığını kaydetti.
Yorumlardan birinin ’Doktorlar gereksiz ilaç yazıyor’ diye ifade edilirken, bir başka grubun ’Depresyon denen hastalık altı dolu bir hastalık değil’ tezi üzerinden iddialarını şekillendirdiğini belirten Prof. Dr. Aydın, üçüncü yorumun ise ’Reçetesiz olarak da satılan bu ilaçları insanlar mutsuz oldukları anda birbirlerine tavsiye ederek kullanımı yaygınlaşıyor’ iddiası olduğunu söyledi.
Tüm bu yorumların psikiyatristleri itham altında bıraktığını belirten Prof. Dr. Aydın, değerlendirmeler ışığında Türkiye’de antidepresan kullanımına ilişkin Psikofarmakoloji Derneği olarak bir araştırma yaptıklarını söyledi.
ANTİDEPRESAN SATIŞLARI YÜZDE 160 ARTTI
Antidepresan kullanımının gerçekten bir fazlalık içerip içermediği ve fazlalık varsa sebebini ortaya koymayı hedefleyen bu çalışmada, Türkiye’de son 9 yılda satılan antidepresan ilaç kutu sayısının yüzde 160 oranında arttığı belirlendi. Prof. Dr. Nazan Aydın, çalışmada ortaya çıkan rakamları şöyle özetledi:
"Dünya çapında ilaç verilerini ortaya koyan Uluslararası Pazarlama Servisi, kısa adı IMS olan kuruluşun rakamlarına göre 2003 yılında 14 milyon 238 bin kutu iken, 2008 yılında 31 milyon 302 bin kutu ile yüzde 120 oranında artmıştır. Son dokuz yıldaki artış oranı 2012 yılında tüketilen 36 milyon 881 bin kutu ile yüzde 160 olmuştur. Şizofren gibi ağır durumlarda kullanılan antipsikotiklerde ise tüketim son 5 yılda yüzde 68.6 oranında artışla 7 milyon 201 bin kutudan 12 milyon 158 bin kutuya çıkmıştır."
DAHA ÇOK AİLE HEKİMLERİ YAZIYOR
Prof. Dr. Aydın, çalışmanın sonuçlarına göre antidepresanları şu anda en çok aile hekimleri ve pratisyen hekimlerinin yazdığının ortaya çıktığını söyledi. Onu psikiyatristlerin ve nörologların takip ettiğini söyledi.
İNTİHAR ORANI YÜKSEK
Prof. Dr. Nazan Aydın, Depresyonun ciddi bir hastalık olduğunu, yaşam boyu yaklaşık yüzde 50 intihar riski ile seyretmekte ve majör depresyon hastalarının yüzde 10- 15’inin intihar ile kaybedildiğini anlattı. "Tanısı psikiyatristler tarafından konulan depresyon vakalarında antidepresanların son derece etkili oldukları klinik sonuçlarla da doğrulanmaktadır" dedi.
KADINLARDA RİSK İKİ KAT FAZLA
Aynı toplantıda yer alan Gaziantep Üniversitesi Ruhsağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Haluk Savaş, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre toplumda her 5 kişiden birinin ömür boyu depresyona gireceğinin beklendiğini söyledi. Kadınlarda riskin erkeklere oranla iki kat fazla olduğunu kaydeden Prof. Dr. Savaş, "Depresyon 2020 yılında dünyada en fazla işgücü kaybına neden hastalık haline gelecek" dedi.
BEYİNDEKİ BİYOKİMYASAL MADDELERİN EKSİLMESİNDEN
Depresyonun en önemli nedeninin biyolojik, beyinde bulunan biyokimyasal maddelerin eksilmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Savaş şöyle konuştu:
"Psiko-sosyal etkenler hastalığın harekete geçmesini ve tetiklenmesini sağlıyor. Herkes stres faktörleriyle karşılaşıyor ama bu kimyasallarda sorun olan hastalarda depresyon görülüyor. Hastalığın tanı ve tedavisinde Türkiye ABD ’nin gerisinde olmasına rağmen Avrupa’dan daha iyi konumda."Türkiye’de hastalığın ilaçla tedavisi konusunda psikiyatristler daha duyarlı. Müdahale etme konusunda Avrupa’dan daha hızlıyız."
dha - Emre Baylan
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM