Angina Pectoris, kalp kasının ihtiyacı olan oksijenin sağlanamamasına bağlı olarak ortaya çıkan, tekrarlayıcı iskemi ( iskemi: belirli bir bölgenin geçici kansızlığı ) ve miyokard tabakasındaki fonksiyon bozukluğu sebebiyle oluşan, dinlenmekle yahut nitratlar gibi anti iskemik ajanlarla geçebilen bir çeşit rahatsızlık hissi ve ağrılar bütünüdür.
Genel olarak görülen angina, psikolojik veya bedensel streslerle oluşan kısa süreli ( 30 saniye- 15 dakika), göğüs kafesi altında rahatsızlık hissi, baskı veya ağırlık varmış gibi bir duygu ya da göğüs içinde sıkışma şeklinde bir ağrı gibi hissedilir.
Bedensel bir hareket sırasında ani bir nöbet biçiminde gelen angina pektoris, hastanın bu hareketi durdurmasıyla, yani istirahat etmesiyle 3-5 dakikada kendiliğinden kaybolur.
Angina Pectorise garip bir sebeple "vitrin hastalığı" da denmektedir. Bunun sebebi, yolda yürürken atak geçiren hastalar, daha fazla yürüyemeyeceklerinden dururlar ve rahatsızlıklarını çevreye belli etmemek amacı ile eğer varsa vitrine bakarmış gibi yapıp dinlenirler.
Angina pektoris atağı geldiğinden kişi kesinlikle durup dinlenmelidir. Yürüyor, merdiven çıkıyor veya herhangi bir iş yapıyorsa, yaptığı işi kesinlikle durdurmalıdır.
Angina atakları; ağır bir yemek sonrası, rüzgara karşı yürürken, gece korkulu bir rüya sonrası, sıcak bir yerden soğuk bir yere çıkıldığında, cinsel ilişki sırasında, kızgınlık ya da heyecan durumlarında da ortaya çıkabilir. Yorgunluk ile gelen angina pektoris atağı 3-5 dakika sürüyorken, yemek sonrası yahut kızgınlık sırasında gelen atak daha uzun (15-20 dakikaya kadar) sürebilir. Ayrıca, angina pektoris atağı içilen tek bir sigarayla dahi gelebilir.
Angina ve kalp krizi arasındaki fark;
Hem angina hem de kalp krizi, kalp kasına gelen kanın yetersiz kalmasıyla ortaya çıksa da aralarında önemli bir fark vardır. Anginada, özellikle kalbin fazla çalışması gereken bir anda, (ağır bir yemek sonrası, yorucu bir egzersiz veya aşırı bir heyecan anı gibi) kalp kasına gelen kanın azalması söz konusudur. Geçici olarak oluşan bu durum, yani kan akımındaki azalma göğüsteki sıkıntıya neden olur.
Kalp krizinde ise, koroner damarın tıkanmasıyla, kalp kasının bir bölümüne giden kan akımının tümüyle kesilmesi söz konusudur. Sonuçta ortaya çıkan göğüs ağrısı, genellikle daha şiddetli olur ve daha uzun sürer.
*Nazım Hikmet de angina pectoris hastalığına yakalanmıştır ve Bursa cezaevindeyken bu hastalıkla ilgili yazdığı bir şiir dahi mevcuttur.
ANGİNA PEKTORİS
Yarısı buradaysa kalbimin yarısı Çin'dedir doktor.
Sarı nehre doğru akan ordunun içindedir.
Sonra; her şafak vakti doktor, her şafak vakti kalbim
Yunanistan'da kurşuna diziliyor.
Sonra, bizim burada mahkûmlar uykuya varıp revirden el ayak çekilince
Kalbim Çamlıca'da bir harap konaktadır her gece doktor.
Sonra, şu on yıldan bu yana benim fakir milletime ikrâm edebildiğim
Bir tek elmam var elimde doktor, bir kırmızı elma kalbim…
Ne arteryoskleroz, ne nikotin, ne hapis,
İşte bu yüzden doktorcuğum, bu yüzden bende bu angina pektoris…
Bakıyorum geceye demirlerden ve iman tahtamın üstündeki baskıya rağmen
Kalbim en uzak yıldızla birlikte çarpıyor…
Nazım Hikmet RAN
Mustafa MELİKOĞLU
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM